ARTIK KAÇACAK YERLERİ YOK
ARTIK KAÇACAK YERLERİ YOK

Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Bursa’dan seslendi; “İsteseler de istemeseler artık peşlerindeyiz. Artık kaçacak yerleri yok. Kıvıracak halleri yok. Önlerinde de biz varız arkalarında da biz varız” dedi.


Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Bursa Şubemizin 2. Olağan Genel Kurulunda metal işçilerine seslenerek, “Artık bu sahte sendikaların kaçacak yerleri yok. Kıvıracak halleri yok. Önlerinde de biz varız arkalarında da biz varız. Bizim oralarda bir deyim vardır. "Atı nalladım peşine düştüm" derler. İsteseler de istemeseler de artık peşlerindeyiz. Öyle eskisi gibi atıp tutmak yok. Şimdi er meydanına çıkacaklar… Boylarının ölçüsünü de alacaklar” dedi.

Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın konuşmasından satırbaşları:

15 Temmuz’da Türkiye’ye ihanet edenlerle, Türk Metal’e kumpas kuranlar aynı çeteydi

“Biz, bu alçakları çok iyi biliyoruz. Bunların gerçek yüzünü ilk görenlerden biri biziz. Çünkü 15 Temmuz’da Türkiye’ye ihanet edenlerle yıllar önce Türk Metal’e kumpas kuranlar aynı çeteydi. Bize etmedikleri şerefsizlik, atmadıkları iftira kalmadı. Sendikamızın genel merkezini günlerce istila ettiler. Didik didik ettiler. Anamızdan emdiğimiz sütü burnumuzdan getirdiler. Ama bir milim yanlış bir gram eksik bulamadılar. Geldikleri gibi gittiler. Nerede hata yaptılar biliyor musunuz? Hani Anadolu’da bir söz vardır. Kişi herkesi kendi gibi bilir diye. Bunlar da bizi kendileri gibi sandılar. Bu kadar temiz, bu kadar berrak, bu kadar şaibesiz olacağımızı akıllarına bile getirmediler. Öyle dürüst, öyle namuslu, öyle onurlu bir kayaya tosladılar ki kafalarında Türk Metal’in izi kaldı…

Bunca olaydan sonra artık şu soruyu sormak şart oldu: Bu hainler neden başka bir işçi sendikasını değil de... Sadece ve sadece Türk Metal’i hedef aldılar? Bakın bu soru çok önemlidir. Cevabı daha da önemlidir. Cevabı, 15 Temmuz gecesinde gizlidir. Bu güçler önce uyduruk bir Ergenekon kumpasıyla Türk Metal’i ele geçirmek istediler. Olmadı… Bu sefer geçen yıl işyerlerinde yarattıkları kaosla ele geçiremedikleri Türk Metal’i bölmek, parçalamak istediler. Yine olmadı. Şimdi anlıyoruz ki bu hain hazırlık yıllar önce başlamış. Türkiye’de kaos yaratmak ve iç savaş çıkartmak için ülkenin en büyük kitlesel gücü Türk Metal ve emek sermaye ilişkisinin en karmaşık olduğu şehir Bursa seçilmiş. Eğer bu hainler Türkiye’nin en büyük, en güçlü, en örgütlü sendikasını Türk Metal’i ele geçirmiş olsalardı. Ya da bizi bölmüş, parçalamış üyelerimizi hendekçilerin sendikasına geçirmiş olsalardı. Bugün bambaşka bir Türkiye’de yaşıyor olabilirdik. Eğer bu kalleşlerin planı bozulduysa bunda en önemli pay sizindir.”

Renault’ta ki kardeşlerim size sesleniyorum, yuvanızı geri dönün

“Sendikamız üzerinde oynanan tüm karanlık oyunlar rağmen Türk Metal’e namusu gibi sahip çıkanlara baskılara, yıldırmalara rağmen evlerini, yuvalarını asla terk etmeyenlere teşekkür ediyorum. Yuvalarına geri dönen tüm kardeşlerimize de teşekkür ediyorum. Onları sevgiyle kucaklıyorum. İşte bugün bütün yaşananlara rağmen Renault dışında bütün işyerlerinde çoğunluğu aldık.  Renault’taki kardeşlerimizin de bir an önce oynanan oyunu görmesini gerçeklerle yüzleşmesini istiyorum. Renault’taki kardeşlerim size sesleniyorum. Yuvanıza dönün Türk Metal sizin evinizdir. Atın bu kiracıyı evden. Evinize geri dönün. Türk Metal sizi bağrına basmaya hazırdır. Renault için açacağımız yeni şubemiz için adil bir seçim yapacağız. Hiçbir şaibeye yer bırakmayacağız. Bir üst komite kuracağız aday olan herkes orada gözlemci olabilecek. Buradan ilan ediyorum. Bu sendikanın Genel Başkanı benim. Hiç kimsenin adamıyla değil işçinin seçtiği insanlarla çalışacağız. İsteyen delegeliklere isteyen şube yönetimine özgürce aday olacak. İşçi kimi seçerse başımızın üstünde yeri olacak. Bu benim sizlere verdiğim bir sözdür. Benim sözüm senettir.”

Artık kaçacak yerleri yok. Önlerinde de arkalarında da biz varız. Biz…

“Sahte sendikalar yıllarca bizim gölgemizde sendikacılık yaptı. Ne yapsak hangi sözleşmeyi bağıtlasak koşa koşa gidip fotokopisini çektirip ona imza attılar. Biz de her seferinde bunlara dedik ki, madem geride kalmaktan yakınıyorsunuz. Bir sefer de siz önden gidin müzakereye siz başlayın dediğinizi yapın. Bir kere de biz sizinkinin fotokopisine imza atalım dedik. Olmadı. İkna edemedik. Ne dediysek ne yaptıysak olmadı. Her seferinde kıvırdılar, kaçtılar. Nereye kadar? Buraya kadar. Şimdi onları faka bastırdık. Takke düşecek kel görünecek. Bunu da herkes görecek.

Hatırlayın MESS’ten ayrılmaya zorladıkları 7-8 işyeri vardı. Zamanı geldi. Şimdi onlarla sözleşmeye oturdular. Bizim de 6-7 işyerimiz var. Hepsinde yetkileri aldık. Bunlara yine çağrı yaptık. Önümüze düşün dedik. Ama yine kaçtılar. Biz de bir risk aldık. Bu işyerlerinde yetkileri düşürdük. Bunun örneği yoktur. Böylece ne oldu? Onların gerisine düşmüş olduk. Tekrar yetkiye müracaat ettik. Şimdi onların arkasındayız. Onlar bizden önce başlamak zorunda kaldı.

Bizim bir de Erdemir sözleşmemiz var. O sözleşme bunlardan önce… Yani bunların müzakereleri araya sıkıştı. Önde Erdemir var. Arkada diğerleri… Ortada da bunlar… Bizim oralarda bir deyim vardır. "atı nalladım peşine düştüm" derler. İsteseler de istemeseler de peşlerindeyiz. Kaçacak yerleri yok. Kıvıracak halleri de kalmadı. Önde de biz varız. Arkada da biz varız. Öyle eskisi gibi atıp tutmak yok şimdi er meydanına çıkacaklar… Boylarının ölçüsünü de alacaklar.

Peki, şimdi ne olacak? Biz her halükarda Erdemir’i bunlardan önce bitireceğiz. Zaten müzakereler bir noktaya geldi. Çıtayı öyle bir yere koyacağız ki... Bunlar önce o çıtayı aşacaklar. Erdemir’de ne aldıysak kaç lira seyyanen ücret aldıysak onun üzerine çıkacaklar. Öyle mi? Öyle…  Madem bu kadar iddialılar, bunu kanıtlayacaklar. Olmaz ama deyin ki üzerine çıktılar. Bu kez bizim arkadan gelen sözleşmeler başlayacak. Buradan ilan ediyorum. Peşinizdeyim. Atı nalladım peşinize düştüm. Siz kaç lira alırsanız alın saatlik ücret sosyal yardım, üçlü paket… Hangi kalemde ne alırsanız alın ister seyyanen ister saat ücreti… Onu geçmeyen sizin sözleşmenizi delmeyen,  delik deşik etmeyen, kevgire çevirmeyen sizin gibi olsun.”

Gemileri yaktık, geri dönüş yok

“İşçi sınıfı 25 yıldır büyük bir zafere susadı. İşte dostlarım. O sözleşmenin zamanı geldi. İlk adımını BOSCH sözleşmesi ile attık. Şimdi 2017 sözleşmesine geliyoruz. Hazırlıkları tamam ediyoruz. Yola çıkacağız. Geri dönmeyeceğiz. Hep birlikte “gemileri yaktık, geri dönüş yok” diye haykıracağız… Haykıracak mısınız? Haykıracağız. Ben de sizin önünüzde son nefesime kadar haykıracağım.

Bugüne kadar yüzlerce, binlerce sözleşme imzaladık. Pişman olduğumuz tek bir sözleşmeye imza atmadık. Zamanın en iyi sözleşmelerini bağıtladık. Belki de en önemlisi üyemize yalan söylemedik. Ne dediysek, onu yaptık. Ne yaptıysak, onu söyledik. En yakın örneği, son sözleşmeler… BOSCH sözleşmesini imzalarken bu sözleşme sadece BOSCH işçisinin değil metal işçilerinin makûs talihini değiştirecek dediğimizde bunu bir propaganda cümlesi sandılar. Oysa BOSCH’tan sonra 10’un üzerinde sözleşme daha imzaladık. Rexorth’ta, Best’te, Cevher Jant’ta, Sanko’da, Renault Mais’de binlerce işçiyi kapsayan sözleşmeler imzaladık. Hepsi ama hepsi BOSCH’tan daha iyi sözleşmeler oldu.”

2017 sözleşmesi çığır açacak, milat olacak. Tarih yazacak, tarih! 

“Şimdi de diyorum ki, 2017 şimdiye kadar imzaladığımız sözleşmelerden daha iyi bir sözleşme olacak. Çığır açacak. Milat olacak. Tarih yazacak, tarih! Dedim ya biz yapacağımızı söyleriz. Söylediğimizi de yaparız. Laf ağızdan çıktı mı o bizim sözümüzdür. Karakolda doğru söyleyip... Mahkemede şaşanlara benzemeyiz. Burada neysek her yerde oyuz. Burası bizim Şube Genel kurulumuz burada ne söylediysem MESS Genel Kurulu’nda da patronların gözünün içine baka baka bunları söyledim.  Hazır olun dedim, hazır olun. 2017 geliyor. İyi bir sözleşme olacak. Biz hazırız siz de hazır olun dedim. Orada üç şart saydım 2017 sözleşmesini iyi bir sözleşme yapacak olan… Bir, BOSCH sözleşmesi esas kabul edilecek. İki, kategori zamları yeniden ayarlanacak. Üç, kıdeme dayalı bir sözleşme olacak.

Sözleşmeyi, bu üç şart üzerine inşa edeceğiz. Bu üç şartı hayata geçirdiğimizde imzalayacağımız sözleşme iyi bir sözleşme olur mu? Olur mu? Olur. Hem de çok iyi bir sözleşme olur. Çığır açan, tarih yazan bir sözleşme olur. Onun için son kez soruyorum, Bursa Şubemizin Genel Kurul delegeleri, Kalkın ayağa… Kalkın… Kalkın ve haykırın… Öyle bir haykırın ki, dost düşman herkes duysun. 2017 sözleşmesinin bu şartlar çerçevesinde yürütülmesini kabul ediyor musunuz? Onaylıyor musunuz? Destekliyor musunuz? Bunun için mücadele edecek misiniz? Gemileri yakacak mısınız? Benimle yola çıkacak mısınız? Çıkacak mısınız?” dedi.

Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın konuşması sık sık alkışlarla kesilirken, Bursalı metal işçileri Genel Başkanımıza olan sevgisini ve inancını attıkları sloganlarla gösterdiler.

Genel Kurulda Divan Başkanlığına Genel Başkanımız Pevrul Kavlak seçilirken, Divan Başkan Vekilliklerini Genel Başkan Yardımcımız Yücel Yücel, Bozüyük Şube Başkanımız Cemal Güney ve Biga 1 Nolu Şube Başkanımız Osman Akkurt birlikte yürüttü.

Ak Parti İl Başkanı Niyazi Salman, Çoskunöz Holding CEO’su Emin Ataç, TI Otomotiv Genel Müdürü Haluk Payasoğlu, Yazaki Genel Müdürü Metin Türk, Yazaki Fabrika Müdürü İlhan Kesim, Yazaki İnsan Kaynakları Müdürü Elif Aksoy, TI Otomotiv İnsan Kaynakları Müdürü Türkan Topal, Çoşkunöz Personel Özlük İşleri Kısım Müdürü Emel Derya, Karsan Endüstriyel İlişkiler Uzmanı Ömer Aydınlı, Genel Başkan Yardımcımız Mesut Gezer ve TÜRK-İŞ 8. Bölge Temsilcisi Sabri Özdemir katıldığı genel kurula çok sayıda davetli ve üyemizde katıldı.

Genel kurulda Şube Başkanlığına Yaşar Şen, Şube Sekreterliğine Sinan Çakır, Şube Mali Sekreterliğine Ferruh Topuk, Şube Teşkilatlanma Sekreterliğine Timurel Sevindi ve Şube Eğitim Sekreterliğine Sefa Aydın seçildiler.

 

Alın terinin karşılığını almak, güvenceli çalışma koşulları ve yüzbinlerin dayanışma gücüne sahip olmak için siz de hemen Büyük Türk Metal Ailesine katılın!

Türk Metal'e Üye Ol
Türk Metal'e Üye Ol