BİR VE BERABER OLUNCA BİZ KAZANDIK!
BİR VE BERABER OLUNCA BİZ KAZANDIK!

Konfederasyonumuz TÜRK-İŞ’e bağlı, Türkiye Tekstil, Örme, Giyim ve Deri Sanayi İşçileri Sendikası’nın (TEKSİF) 20. Olağan Genel Kurulu açılış programı 1 Aralık 2018 Cumartesi günü Anadolu Hotels Downtown Ankara’da yapıldı. TÜRK-İŞ Genel Eğitim Sekreteri ve TEKSİF Sendikası Genel Başkanı Nazmi Irgat’ın yaptığı açılış konuşması ile başlayan Genel Kurul’da, TÜRK-İŞ Genel Sekreteri ve Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Genel Kurul Delegeleri tarafından Divan Başkanlığına seçildi.

TEKSİF Sendikası’nın 20. Olağan Genel Kurulu’nda Divan Başkanı olarak genel kurul delegelerine hitap eden Genel Başkanımız Kavlak; “Biz Kurtuluş Savaşı’ndan başlayarak mücadelenin, direnişin ve zaferin tarihini yazmış bir neslin evlatlarıyız. Ne kazandıysak bileğimizin hakkıyla kazandık. Bize hiç kimse hayatı altın bir tepsi içinde sunmadı. Çatımızı kendimiz çattık. Ocağımızı kendimiz tutuşturduk. Ekmeğimizi kendimiz pişirdik. Sokaklarda omuz omuza yürüdük. Meydanlarda kol kola girdik. Bir olduk. Beraber olduk. Bir ve beraber olunca da biz kazandık.” dedi.

Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın konuşmasından satır başları;

“Biz artık tek başımıza bedel ödemek istemiyoruz.”

Divan Başkanı olarak Genel Kurul Delegelerine hitap eden Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, konuşmasına, Türk işçi hareketinin hiç olmadığı kadar birliğe ve beraberliğe ihtiyacı olduğuna dikkat çekerek, önümüzdeki günlerin Türk işçi hareketi için kolay geçmeyeceğini söyledi: “Küresel düzen güçlü bir çalkantının içinde, bu çalkantının etkileri sadece Türkiye’den değil,  Dünya’nın her yerinden hissediliyor. Yalnız Türkiye değil,  bütün Dünya bir ekonomik sarsıntının içinden geçiyor. Finansal hareketlerin dengesizliği ile Küresel ticaret ve kota savaşları Bu ekonomik sarsıntının ana hatlarını oluşturuyor. Yetmezmiş gibi büyümeye, istihdama ve üretime yönelik global sorunlar da işin cabası oluyor. Günümüz dünyasında sorunların kaynağı ne olursa olsun sonuçları mutlaka ekonomik oluyor. İşte bu günler bizim için hayati önem taşıyor. Çünkü böylesi dönemlerde krizin faturasını hep emekçiler ödüyor. İşten atılanlar, işsiz, aşsız, ekmeksiz kalanlar hep emekçiler oluyor. TÜRK-İŞ olarak, krizlerin aşılması, sorunların geride bırakılması için her türlü fedakârlığa ve diyaloğa açık olduğumuzu buradan bir kez daha altını çizerek dile getiriyorum. Evet, biz diyaloğa ve sıkıntıları birlikte üstlenmeye hazırız. Yeter ki insanları işinden, aşından etmeyin. Yeter ki insanları ekmeksiz bırakmayın. Eğer sorunları yalnızca işçi çıkartmakla çözmeye kalkarsanız, sıkıntıya düştüğünüzde de tek başınıza kalırsınız. O zaman, ortada ne sosyal diyalog kalır. Ne de çalışma barışı kalır. Bizden söylemesi tercih sizindir. Biz buna izin vermeyeceğiz. Ne gerekiyorsa onu yapacağız. Hep birlikte haykıracağız. Yok, öyle yağma. Biz artık tek başımıza bedel ödemek istemiyoruz. El ele vereceğiz. Direneceğiz. İşimize, aşımıza sahip çıkacağız.”

“Vergi düzeninde adaletli olun.”

Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, TÜRK-İŞ olarak tüm siyasi partilere çağrı yaptıklarını ve ülkemizdeki vergi düzeninde adalet istediklerini belirttiği konuşmasında; “Anayasanın 73. maddesinde söylediği gibi. Ne diyor bu madde. ‘Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür.’ Aynen böyle diyor. Yani ne demiş oluyor? Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınacak diyor. Peki, sonuçta öyle mi oluyor?  Hayır. Hatta tam tersi oluyor. Bizim gelirimiz yıl içinde giderek artacağına, giderek azalıyor. İçinde bulunduğumuz yaşam koşulları dikkate alındığında, Konfederasyon olarak yaptığımız bu talep artık, acil ve hayati bir hal almıştır. Ekonomi yönetiminden beklentimiz son derece basit ve nettir. Biz Ocak ayında aldığımız ücreti Aralık ayında da almak istiyoruz. Bakın ne istediğimizi anlatmak için basit bir örnekle durumu izah edeyim. Diyelim ki, bürüt ücretimiz 5 bin lira. Bu durumda eğer, iş sözleşmesinden kaynaklanan başka bir gelirimiz yoksa Ocak ayında aldığımız net ücret 3 bin 726 lira. Bu gelirle Nisan ayında yüzde 20 vergi dilimine takılıyoruz.  Böylece net elimize geçen 3 bin 514 lira oluyor. Ağustos ayında, yüzde 27 vergi dilimine yakalanıyoruz. Net elimize geçen 3 bin 216 lira oluyor. Bu açıdan baktığımızda bu örnekteki işçi arkadaşım yüzde 20 ve yüzde 27’lik vergi oranlarına dâhil olduğundan yılda toplam net 3 bin 216 lira gelir kaybına uğramaktadır. Yani 10 bin 650 lira vergi ödemektedir. Oysa yılbaşında aldığı ücreti yılsonunda da alabilse ödeyeceği vergi yalnızca 7 bin 450 lira olacaktır. Biz bu vergi yükünün altında eziliyoruz. Eziliyoruz. İşte biz buna bir çare arıyoruz. Bu sorunu kökünden çözmek istiyoruz. Bu ülkede emekçiler doktordan, kuyumcudan, serbest meslek sahibinden oransal olarak daha fazla vergi veriyor. Bakın dostlarım iddiayla söylüyorum. Vergi konusunda toplumun en namuslu kesimi emekçilerdir. Vergisini fazlasıyla ödüyorlar!” dedi.

Kıdem tazminatı konusundaki hak kaybı bizim için genel grev sebebidir.”

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yeni ekonomi programında kıdem tazminatı ile ilgili planladığı değişikliklere değinerek konuşmasına devam edem Genel Başkanımız Kavlak; İşbaşına gelen her çalışma bakanı ilk iş olarak kıdemimize el atıyor. Yıllardır, kıdem tazminatımıza dokunmayın diyoruz. Ama nafile. Geçtiğimiz günlerde bu konuyla ilgili bir haber yayınlandı. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hazırladığı yeni ekonomi programında Kıdem Tazminatıyla ilgili Yine bir çalışma olduğu görülüyor. Görülüyor ama Gördüklerimize ve duyduklarımıza inanmak istemiyoruz. Bir sanayi odamızın başkanı Kıdem Tazminatı demode bir şey kaldırılmalı diyor. Düşünebiliyor musunuz? İşçinin son güvencesi son kalesi kıdem tazminatını demode görüyor. Peki, ne istiyor. Hak olmasın hukuk olmasın, Kıdem Tazminatı olmasın, sendikalar hiç olmasın, insanlar bir lokma bir hırkaya mahkûm olsun istiyor! Zaman zaman bize soruyorlar siz bu fona neden karşısınız. Ne güzel herkes kıdem tazminatı alacak diyorlar. Konu bu kadar basit olsa biz de bu değişimden yanayız. Ama bu kadar basit değil. Şimdi ne yapılmak isteniyor biliyor musunuz? Bildiğiniz gibi biz her çalışma yılı için 30 günün karşılığı olarak kıdem tazminatı alıyoruz. Şimdi yapmak istediklerine göre her çalışma yılı için 30 gün yerine 21 günlük tazminat hesaplanacak. Burada yaşanacak hak kaybını düşünebiliyor musunuzTÜRK-İŞ’in genel kurul kararı vardır. Bu konudaki tavrı bellidir. Kıdem tazminatı konusundaki hak kaybı bizim için genel grev sebebidir. Bu genel kurul kararının sonuna kadar arkasındayız” dedi.

“İş kazalarını en aza indirmek için, her alanda, her yerde sonuna kadar örgütlenmeliyiz.”

Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, son dönemde ülkemizde yaşanan iş kazalarına değinerek devam ettiği konuşmasında şunları söyledi: “TÜRK-İŞ Genel Sekreteri olarak katıldığım her toplantıda her platformda yaptığım her konuşmada bu konuyu bıkmadan, usanmadan dile getiriyorum. İş kazalarını en aza indirmek. Hatta bu sorunu kökünden halletmek, Bu utanç tablosunu çalışma yaşamının gündeminden çekip çıkartmak aslında çok kolay. Çare, taşerondan kurtulmak,  kayıt dışını kayıt altına almak, kaçağı önlemektir. Merdiven altı üretimi alabildiğine denetlemektir. Çare sendikalaşmaktır. Örgütlenmektir. Her alanda, her yerde sonuna kadar örgütlenmektir. Çare eğitimdir. ”

“Emeğine Sahip Çık, Kendi Ürettiğini Tüket.”

Konuşmasına, sendikamız Türk Metal’in Kasım ayında başlattığı ‘Yerli Tüketim” kampanyasına dikkat çekerek devam eden Genel Başkanımız Kavlak, şunları söyledi: “ Biz emekçiler için mesele memleket olunca akan sular durur. Vatanımız için her türlü güçlüğe göğüs gereriz. İşte bunun son örneğini geçenlerde gösterdik. Biz Türk Metal Sendikası olarak İstanbul’da, TÜRK-İŞ’imizin de himayesiyle ‘Yerli Tüketim’ kampanyamızı başlattık. Madem ülkemiz sıkıntıda, madem devletimiz yerli üretim seferberliği başlatıyor. O zaman bize düşen de bunu yerli tüketimle tamamlamaktır dedik. Geniş katılımlı bir törenle, kampanyamızı başlattık. Kampanya sloganımızı, “Emeğine Sahip Çık, Kendi Ürettiğini Tüket” olarak belirledik. Bu sloganla bütün halkımızı Türk işçisinin ürettiği malı tüketmeye çağırdık. Yalnızca metal işçilerinin değil herkesin Tekstil işçilerinden başlayarak tüm emekçilerin ürettiklerini tüketmeye çağırdık. Halkımıza buradan bir kez daha sesleniyorum. Başkasının ürettiğine değil, kendi ürettiğimize güvenelim. Yani Türk işçisinin ürettiğini tüketelim. Biz kazanalım. Ülkemiz kazansın.”

“Bir ve Beraber Olunca da Biz Kazandık.”

Genel Başkanımız Kavlak, emeğin ve emekçinin olduğu her yerde sorunlar olabileceğini değinerek önemli olanın sorunların varlığı değil sorunlar karşısında insanların neler yaptığıdır diyerek konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Biz Kurtuluş Savaşı’ndan başlayarak mücadelenin, direnişin ve zaferin tarihini yazmış bir neslin evlatlarıyız. Ne kazandıysak bileğimizin hakkıyla kazandık. Bize hiç kimse hayatı altın bir tepsi içinde sunmadı. Çatımızı kendimiz çattık. Ocağımızı kendimiz tutuşturduk. Ekmeğimizi kendimiz pişirdik. Sokaklarda omuz omuza yürüdük. Meydanlarda kol kola girdik. Bir olduk. Beraber olduk. Bir ve beraber olunca da biz kazandık. Ülkemizin en eski ve köklü emek örgütü TÜRK-İŞ, birlik ve beraberlikle, dostluk, kardeşlik ve sevgiyle neler yapılabileceğinin en güzel örneğidir. Bugün ülkemizde emek adına kazanılmış ne kadar hak varsa altında TÜRK-İŞ’in imzası vardır. Bugün de işçilerin, emekçilerin, taşeron işçilerinin, asgari ücretlinin, sokakta kağıt toplayan çocukların, gençlerin, hepsinin ama hepsinin adına konuşan onlar için mücadele eden tek kurum TÜRK-İŞ’tir. Bugün bu ülkede konuşan, söyleyen, herkesin, her kesimin sesi olan, emekçiler için hak ve özgürlük talep eden tek lider Genel Başkanımız Sayın Ergün Atalay’dır. Bizim onun liderliğinde bu kutsal çatının, TÜRK-İŞ’in bayrağı altında sınıfsal dayanışmaya, birliğe, kardeşliğe çok ihtiyacımız var. Bu süreçte başta tekstil emekçileri ile metal emekçilerinin sonra da tüm emekçilerin birlikte olacağına bu mücadeleyi omuz omuza birlikte sürdüreceğine eminim.”

Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın ardından kürsüye sırasıyla CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, İyi Parti Milletvekili Feridun Bahşi, TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, KKTC Hür-İş Genel Başkanı Ahmet Çaluda çıkarak birer konuşma gerçekleştirdiler.

Divan Başkanlığına Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın seçildiği Genel Kurulda, Divan Başkan Yardımcılıklarını Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök ile Türkiye Haber-İş Sendikası Genel Başkanı Veli Solak yürüttü.

1-2 Aralık 2018 tarihleri arasında iki gün sürecek Genel Kurul’un açılış programına, Türkiye Tekstil Sanayi İşverenleri Sendikası Genel Sekreteri Av. Başar Ay, TÜRK-İŞ Eski Genel Başkanı ve SGK Yönetim Kurulu Üyesi Salih Kılıç, TÜRK-İŞ Genel Mali Sekreteri Ramazan Ağar, TÜRK-İŞ Teşkilatlandırma Sekreteri Eyüp Alemdar, Genel Başkan Yardımcımız Mesut Gezer, Genel Mali Sekreterimiz Uysal Altundağ, Genel Sekreterimiz Av. Taliphan Kıymaz, TÜRK-İŞ’e bağlı sendikaların genel başkanları ile çok sayıda davetli katıldı.

Alın terinin karşılığını almak, güvenceli çalışma koşulları ve yüzbinlerin dayanışma gücüne sahip olmak için siz de hemen Büyük Türk Metal Ailesine katılın!

Türk Metal'e Üye Ol
Türk Metal'e Üye Ol