BİRLİKTE HAREKET EDİP BİRLİKTE MÜCADELE ETMELİYİZ
TÜRK-İŞ ile Erzurum Atatürk Üniversitesi’nin ortaklaşa düzenlediği 17. Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Kongresi “emeğin değeri” ana teması ile Erzurum’da toplandı.
Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) ile Erzurum Atatürk Üniversitesi’nin ortaklaşa düzenlediği 17. Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Kongresi açış programı 3 Haziran tarihinde Erzurum Sway Hotel’de yapıldı. Çok sayıda akademisyen ve sendikacının yer aldığı açış programına TÜRK-İŞ Genel Sekreteri ve Genel Başkanımız Pevrul Kavlak da katıldı.
17. Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Kongresi açış programında bir konuşma yapan Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, küresel sermayenin sendikaları ve toplumun tüm kesimlerini tehdit ettiğini ifade ederken şunları söyledi: “ister bir fabrikada tezgâh başında, isterse bir Üniversite de. Nerede olursak olalım hepimiz emekçiyiz. Sorunlarımız bir, kaderimiz ortak. Bu saldırılar hepimize... Bu nedenle, mücadelemizi ortaklaştırmalı, sorunlarımıza birlikte çözüm aramalıyız.”
İşte Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın konuşmasından satır başları:
Örgütsüz insan, küresel toplumda egemen güçlerin karşısında çaresizdir
“Küreselleşmeyle ortaya çıkan görüş sendikaların sonunun geldiği, Artık sendikal örgütlenmeye ihtiyaç olmadığıdır. 21. Yüzyılın bilgi çağı olduğu, bilgi çağında sendikalara gerek olmadığını söyleyen, bilimsel değerlendirmelerden uzak fikirler yaygınlaştırılmaktadır. Ülkemizde faaliyet gösteren bazı küresel şirketler ısrarla bu tezi işlemekte, işverenin sendikadan daha iyi olduğu anlayışını işçilerimize benimsetmeye çalışmaktadırlar. Örgütlü toplumu, sınıfsal mücadeleyi yok etmek isteyen küresel kapitalizm; demokrasinin, sosyal devletin ve örgütlülüğün en önemli bütünleyicisi olan sendikaları ve sendikacıları kendisine hedef almıştır. Ancak unutulmamalıdır ki, örgütsüz insan, küresel toplumda egemen güçlerin karşısında çaresizdir. İnsanın bu çaresizlikten kurtulması ve topluma yön verme, haklarını koruma gücüne erişmesi bakımından örgütlenmesi kaçınılmazdır. Bunun en temel araçlarından biri de, hepinizin bildiği gibi, sendikalardır. Sendikalar bu anlamda hem bir okul hem de toplumsal değişimin daha iyiye, daha güzele, daha doğruya ulaşmanın aracıdır. Sendikal varlığımızı korumak, küresel sermaye karşısında güçlü kılmak onunla mücadele etmek için bilgiye ihtiyaç vardır. Bilginin kaynağı da en başta üniversitelerdir. İşte biz bu nedenle buradayız.”
Birlikte hareket edip, birlikte mücadele etmeliyiz
Biz sendikalar ve toplumun tüm kesimleri herkes büyük bir baskı altında. Herkes küresel sermayenin cenderesine sıkışmış durumda. Bunun tek bir ülkede çözümü yok. Dünya Ticaret Örgütü'nün hâkimiyetini siz benden daha iyi bilirsiniz. İnsanlığın yeniden ayağa kalkması, bu adaletsiz düzene karşı çıkması lazım. Bu sadece sendikaların yapabileceği bir iş değildir. Bu insanlığın ortak sorunudur. Bu hepimizin sorunudur. Ben kişisel olarak Allah'ın yarattığı en yüce varlık olan insanın bir gün mutlaka daha adil bir dünya için ayağa kalkacağına inanıyorum. Umudumu hiç kaybetmedim. Ya hep birlikte güçlü olacağız temsil ettiğimiz kitlenin hak ve çıkarlarını koruyup geliştireceğiz. Ya da hakkımıza razı olup bir kenarda oturacağız. Bu ülkede emeği ile çalışanlarla ilgili yapılan her şeyi tribünden izleyeceğiz. Bu yaklaşımı tersine çevirmemiz lazım. Mücadele etmemiz lazım ama mücadele ederken de birlikte hareket etmemiz lazım” dedi.
