BMC TÜRK METAL İLE HAYATA DÖNDÜ
BMC TÜRK METAL İLE HAYATA DÖNDÜ

BMC emekçileri, kötü günleri TÜRK METAL ile geride bıraktı, yeniden üretmeye başladı… Emekçiler geriye dönük alacaklarını aldılar…


Geçen yılın 17 Mayıs’ında TMSF tarafından el konulan BMC’de ihale süreci takip edilerek ihaleye çıkarıldı. Yapılan ihale sonucunda 30 Nisan 2014’te yeni bir işletmeci tarafından BMC’de yönetilmeye başlandı. Bundan sonraki süreçte TMSF tarafından ihaleden gelen parayla geriye dönük tüm işçi alacakları ödendi. Şu an savunma sanayine askeri araç üretimi devam etmektedir.  

Türk Otomotiv Sanayinin tarihinde önemli bir yeri olan BMC, şimdi yine metal işçileri ile yeni başarılara ulaşmak için yollara çıktı. Kötü günleri geride bırakan BMC’nin bugün yeni bir başlangıç noktasına gelmesinde, hiç şüphesiz ki BMC çalışanlarıyla birlikte, mücadelenin öncülüğünü ve sözcülüğünü yapan Sendikamızın rolü büyük…

Dünyaca ünlü ‘ÇÖPLÜK’ adlı eserde yazar, sefaletin uçurumundan şöhretin zirvesine nasıl geldiğini anlatır. Biz de bu sayfalarda, BMC’nin tükenişten dirilişe geçmesinde en önemli paya sahip olan BMC emekçilerinin ağzından bu süreci sizlerle paylaşacağız.

ARKA KAPIDAN KAÇANLAR 

Fikret İçken: BMC yıllardır sadece İzmir’in değil, tüm Türkiye’nin gururu oldu. Fakat fabrikadaki ekonomik kriz bir anda hepimizin kâbusu oldu. İzmir’in en büyük çınarlarından biri olan BMC ‘yıkılıyor mu?’ sorusu hepimizin kafasında yer edindi.

Bizler BMC’yi sadece ticarethane değil, yuvamız gibi görüyorduk. BMC’de çalışmakla BMC’li olmak arasında çok fark var. Burası bizim için çok farklı… Bu nedenle BMC’in kapanması bizde maddi yaraların yanında, manevi anlamda da kapanmayacak derin yaralar bırakacaktı. Çünkü birçoğumuz gözünü burada açtı. Ailemizden fazla zaman geçirdik biz bu fabrikanın tezgâhlarında… Fakat o zor dönemlerde yanımızda sadece Genel Başkanımız Pevrul Kavlak ve Sendikamız Türk Metal kaldı. Herkes bizi terk etti sadece ve sadece onlar kaldı. O dönemdeki fabrika yöneticilerimiz teker teker fabrikanın arka kapısından kaçtı. 

EYLEM PROGRAMIMIZI BİRLİKTE YAPTIK

Efkan Atalan: BMC’ye 1981 yılında adım attım. Bugün bu fabrikada 33. yılım. 33 yıllık çalışma hayatımda en zor dönemi 2012 yılının başlarında fabrikada çıkan ekonomik krizin iyice kendini hissettirmesi ile yaşadım. Üretim durdu, maaşlar ödenmedi… O dönemde Sendikamız hep yanımızda oldu. O dönem birçok eylemler yaptık. Bizler yakmak, yıkmak için değil, üretmek kazanmak ve kazandırmak için eylemler yaptık. Sendikamız bizim ortak karar verdiğimiz A’dan Z’ye tüm eylemleri gerçekleştirdi. Eylem programımız demokratik bir ortamda işçiler tarafından belirlendi.

KİRPİLERİ YUVAYA GETİRDİK

Fikret İçken: O zor dönemlerde herkes fabrikadan kaçarken, biz günlerce burada nöbet tuttuk. Eve gitmedik. Kendi ürettiğiz “Kirpi”leri göndermedik. Hatta Bornova’ya kaçırılan “Kirpi”leri tekrar Pınarbaşı tesislerine getirdik. Bu dönemde fabrikadan hiçbir açıklama gelmedi.  

BÖYLE BİR YARDIM YOK

Erdoğan Aktürk: Sendikamız planladığımız tüm eylemlerde bizlere yardım etti. Gittiğimiz her yerde inanılmaz bir şekilde bize destek verdi. İstanbul’da, Manisa’da, Uşak’ta, Eskişehir’de, Ankara’da, Bursa’da gittiğimiz her yerde belki de birçoğumuzun evinde bile yiyemediği yemekleri üç öğün bizlere verdi. Ulaşım imkânlarımızı sağladı. Böyle bir yardım yok.  

BMC TÜRKİYE’YE LAZIM

Efkan Atalan: Bizler burada, bu fabrikada birlikte büyüdük. Bizi birlikte tutan en büyük etmen belki de buydu. Hepimizin geçmişi de geleceği de bu fabrikaydı. 15 Ağustos’ta fabrikanın TMSF’den Sancak Grubuna devredilişi kesinleşti. Hepimiz Genel Başkanımız dediği gibi “bir olduk, iri olduk, diri olduk”… Bugünü bekledik.

Bugün gelinen noktada hepimiz çok mutluyuz. Ama bu günlere gelinirken yaşanan sıkıntıların hiçbiri bizden kaynaklanmadı. Yaşanan hatalar zincirinin sorumlusu bizler değildik. Biz işimizin, aşımızın derdindeydik. Hatanın kaynağı da, sebebi de BMC yönetimidir.  Ne işçilerin ne de sendikanın bu süreçte hatası yoktur. Herkes kaçtı gitti. O en zor günlerde, fabrikada sadece işçilerle, sendika kaldı.

Biz çalışanlar olarak BMC’yi hep ailemiz gibi gördük ve kendimizi bu ailenin bir parçası olarak kabul ettik. İçimizdeki bu aidiyet duygusundan dolayı bu uzun ve belirsiz süreçte birlikte olabildik. Sendika, birlikteliğimizi korumamızdaki en önemli tetikleyici oldu. Sendikalı olmanın ve sendikanın önemini son iki yılda çok daha iyi anladık. Bu talihsiz süreç bizim Sendikamıza ve Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’a karşı hissettiğimiz saygı ve güveni kat kat artırdı.

O dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, bizlere çok yardımcı oldu. Binali Bey, o günlerde bize “BMC İzmir’e, İzmir Türkiye’ye lazım” dedi. Bu sözler o günden itibaren hepimizin bilincinde yer aldı.

ONLAR BİZE BABALIK YAPTI

Fikret İçken: Bizler yaptığımız eylemlerde bağcıyı dövmedik. Üzüm üretmek istedik… Bizler sadece fabrikamızı, işyerimizi yaşattık. BMC Türkiye’de yüzde yüz Türk üretimi olan araçlar üretiyor. BMC sadece biz çalışanlara lazım değil, Türk Savunma Sanayine de lazım, yerel yönetimlere de lazım. BMC bu ülkeye lazım. Biz 450 arkadaş şu an fabrikada aktif olarak çalışıyoruz. İşimize tekrar döndüğümüz için mutluyuz ama dışarıda kalan en son arkadaşımız da yuvasına döndüğü zaman çok daha mutlu olacağız. Çünkü dışarıda başka fabrikalarda çalışan arkadaşlarımız mutsuz… Hiçbiri buradaki mutluluğu yakalayamadı. Sendikamız bu dönemde olmasaydı bugünlere gelmemiz, bugünleri yaşamamız bizim için hayal olmaktan öteye geçemezdi. Her şey çok daha farklı olurdu. Onlar bize babalık yaptı.

ÇOK ŞÜKÜR YILMADIK, AYAKTAYIZ

Ahmet Bozkaya: BMC’de sıkıntı çektiğimiz dönemlerde dışarıda kaldık. Ekmek paramız için gündelik, farklı işlerde çalışmak zorunda bırakıldık. Hiçbir yerde BMC’de sahip olduğumuz ortamı bulamadık. Hem maddi hem de manevi anlamda çok zayıfladık. İnsan yerine konmadık. Çok şükür bugünleri gördük. Hepimiz kanser hastası gibi BMC’de sona erecek günümüzü beklemeye başlamıştık. Şimdi bir anlamda kemoterapi görüyoruz. Yeniden Dünya’ya geliyoruz. Yeniden BMC’li olduğumuz hissediyoruz.

ÇOCUKLAR GİBİ SEVİNDİK

Efkan Atalan: Berat gecesi sabahıydı, 33 yılım geçti burada. Ben hayatım boyunca başka bir yer görmedim. TMSF 17 Mayıs 2013 tarihinde BMC’ye el koydu. Az önce Ahmet arkadaşımızın dediği gibi 17 Mayıs tarihinden itibaren kemoterapi görmeye başladık. Bahçelerde uzayan çimler kesildi. Fabrika’ya elektrik geldi. Hayat geldi. Biz bu basit gözüken küçük gelişmelere bile çocuk gibi sevindik. Çocuk gibi sevindik çünkü çok yalnız kaldık, yanımızda sendikamızdan başka kimse yoktu.

Sendikamız ne mi yaptı? Biz fabrikada eylemdeyken karanlıkta kalmamamız için fabrikanın elektrik parasını Sendikamız ödedi. Bunun en büyük şahitlerinden biri benim. Fabrikada yemek çıkmadı. Sendikamız, mutfağın doğalgaz borcunu da ödeyip bizlere yemek verdi. Buna hepimiz, tüm BMC çalışanları şahittir. Servislerimiz kalkmadı, Sendikamız servislerimizi de kaldırdı. Her türlü ihtiyacımızı karşıladı.

TÜRK METAL HEP YANIMIZDA OLDU

Erdoğan Aktürk: Aklıselim olan her zaman kazanır. Sendikamız çalıştırılmadığımız her günümüzün parasını aldı. Biz sadece sendikamıza güvendik. Beyaz yakalı arkadaşlar 2011 yılından itibaren 3 yıl boyunca hiç zam almadı. Ama biz her toplu sözleşme döneminde zam aldık. Beyaz yakalı çalışan arkadaşlarımız o süreçte keşke bizlerde sendikalı olsaydık diye birbirlerine hayıflanıp durdular.

Sendika yöneticilerimiz Ankara’da, İstanbul’da, Manisa’da, Uşak’ta, Afyon’da, Balıkesir’de, Eskişehir’de, Ankara’da, Bursa’da, Kocaeli’nde, İstanbul’da her terde yanımızda oldular. Bizimle aynı masada yattılar. Aynı sofrada yemek yediler. Hep yanımızda oldular. Bütün ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalıştılar. Sendikamız Türk Metal’in bize verdiği destek sonsuzdu. Ama aynı desteği İzmir’de bulamadık. Sendikamızın dışında İzmir’de sadece Bornova belediyesinden çay ve su yardımı yapıldı. Başka hiç kimse yanımızda olmadı.

UMUTLARIMIZI TÜRK METAL YEŞERTTİ

Fikret İçken: Çok uzun bir süreç yaşadık… Çok zor geçti... Kimi zaman olmadı, bitti dedik. Kimi zaman umutlandık. Ama sendika yöneticilerimiz umutlarımızı hep taze tuttular. Umutlarımızın tükenmesini engellediler. Bizlerle beraber sabahladılar. Yağmur yağıyor diye bir kenara kaçmadılar. İstanbul’da yağmurun altında hep beraber ıslandık. Gökte Allah, yanımızda da Sendikamız vardı. İnsanlar neyi görmek isterlerse onu görürler. Kişileri yargılayabilirler ama kurumları yargılayamazsınız.

HEM MAAŞIMIZI ALDIK HEM DE …

Efkan Atalan: Sendikamızın bize yaptıklarını en iyi benim ailem bilir. Bütün İzmir bilir Sendikamızı bizim için yaptıklarını… Burada sendika olmazsa kimse çalışmadan maaşını alamazdı. Üstelik hem maaşımızı aldık hem de yüzde 20’ye yakın zam aldık. Kim kime yapar, kim başkasının hakkını bu kadar arar.

Sendikamız bize her şeyi yaptı, maddi-manevi her desteği verdi. Başta Genel Başkanımız Pevrul Kavlak olmak üzere tüm teşkilatımız bize kapılarını açtı. İstanbul’da, Ankara’da, Bursa’da kendimizi evimizde gibi hissettik. Arkamızda Türkiye’yi hissettik. Gittiğimiz her yerde metal işçisi arkadaşlarımız bizleri karşıladı, kucakladı. 15 Ağustos tarihi itibari ile BMC yeni sahibine, yeni patronuna kavuştu. Bugünlere gelinmesinde emeği geçen başta Genel Başkanım Pevrul Kavlak’a ve bizleri hiçbir etkinliğimizde yalnız bırakmayan sendika yöneticilerimize şükranlarımı dergimiz aracılığıyla iletmek istiyorum. Dileğim her şeyin BMC için daha iyiye gitmesidir.

Erdoğan Aktürk: BMC’de kazanan sadece biz olmadık. Tüm Türkiye oldu. Biz bugünlere gelmek için tüm şartları bilerek yola çıktık. İnşallah bundan sonra BMC’in önü hep açık olur  

Ahmet Bozkaya: Çok zor ve yorucu bir süreç geçirdik. Ama hem kendi aramızda hem Sendikamızla birer kardeş gibi olduk. Bu zor günleri atlatmaya başladık. Sendikamız Türk Metal’e ve Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’a bizlere verdikleri sonsuz destek için tüm BMC çalışanları adına teşekkürlerimi dergimiz aracılığıyla iletmek istiyorum. BMC’yi artık güzel günler bekliyor.

Alın terinin karşılığını almak, güvenceli çalışma koşulları ve yüzbinlerin dayanışma gücüne sahip olmak için siz de hemen Büyük Türk Metal Ailesine katılın!

Türk Metal'e Üye Ol
Türk Metal'e Üye Ol