ERDEMİR’DE TEK BİLEK TEK YÜREK TEK SEVDA
ERDEMİR’DE TEK BİLEK TEK YÜREK TEK SEVDA

Erdemir’deki kritik toplu iş müzakereleri sürecinde Ereğli’de üyelerimizle bir araya gelen Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Erdemir yönetimine seslendi: “3 liralık saatlik ücret zammı istiyoruz. Gelin masada bitirelim. Yoksa Pazartesi grev kararı alıyoruz. Uygulama kararı için de beklemeyeceğiz”


Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ile Erdemir için sürdürülen toplu iş sözleşmesi süreci kritik dönemeçte… Süreçle ilgili bilgilendirme toplantısı düzenleyen Genel Başkan Pevrul Kavlak, aylık 900 lira zam anlamına gelen saatlik 3 lira zam konusunda ısrarcı olduklarını söyledi. Kavlak çözüm için Erdemir ve MESS yöneticilerini yeniden masaya davet ederken, bir yandan da grev kararı alarak süreci işleteceklerini açıkladı: “Bizim için en iyi sözleşme masada biten sözleşmedir. Onun için gelin daha önce olduğu gibi sorunları masada çözelim. Pazarlığı masada bitirelim. Bakın Pazartesi grev kararı alacağız. Haberiniz olsun. Grev uygulama kararını almak için de çok beklemeyeceğim. Bunun anlamını biliyorsunuz. Erdemir’deki iki fırınımızdan birinin adı Ayşe, ötekinin Zübeyde... Ayşe tatile çıktığında Kıbrıs harekâtı başlamıştı. Dünya durmuştu. Şimdi biz Ayşe’yle birlikte bir de Zübeyde’yi tatile gönderirsek. Yer yerinden oynar. Emin olun taş üstünde taş kalmaz” dedi.

İşte Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın konuşmasından satırbaşları:

Erdemir hepimizin ortak değeridir

“Erdemir’i sadece bir işyeri olarak düşünenler yanılırlar. Erdemir bir işyerinden fazlasıdır. Erdemir kimin sahip olduğundan bağımsız olarak Türkiye’nin en stratejik, en kritik kuruluşlarından biridir. Bir dünya markasıdır. Türkiye ekonomisinin can damarıdır. Olmazsa olmazıdır. Onun için Erdemir bizim, hepimizin ortak değeridir. Erdemir halkın malıdır. Sizin malınızdır. Türkiye’nin gururudur, gözbebeğidir. Onun için kimsenin Erdemir’e sadece bir işyeri olarak bakmasına, Erdemir’i sadece kar-zarar cetvelinden görmesine izin veremeyiz. Erdemir bizim için bundan ötedir. Onun için yeri geldiğinde fedakârlıktan kaçınmadık. Herkes biliyor. Yeri geldi taşın altına elimizi değil, gövdemizi koyduk. Bu ülke için bu işyerinin yaşaması için ücretlerimizden fedakârlık ettik. Çoluk çocuğumuzun rızkından vazgeçtik. Bir an bile tereddüt etmedik. Bize deli dediler. Evet dedik. Biz deliyiz. Biz bu vatana bu millete deli gibi aşığız dedik. Deli gibi sever delli gibi savunuruz. Gerekirse ölüme bile gideriz dedik. Hepinizle gurur duyuyorum. Hepinizi alnından öpüyorum. Ne mutlu sizinle birlikte olana birlikte mücadele edene ne mutlu Türk Metalliyim diyene.”

Ürettik, kazandırdık ve kazanacağız

“Ne Erdemir sadece bir işyeridir. Ne de Türk Metal sadece bir sendikadır. Her ikisi de Türkiye için kâğıt üzerinde göründüğünden çok daha fazla şey ifade etmektedir. Bu yüzden müzakeresini yürüttüğümüz toplu iş sözleşmesi de basit bir sözleşme değildir.  Öyle görenler yanılırlar. Sözleşmeye sadece kar-zarar cetvelinden bakanlar tüccar zihniyeti içinde sadece kendini düşünenler emin olun çok yanılırlar. Sözleşmeyi yaparken sadece bugünü hesap edenler, dünü unutanlar, yarını hesaba katmayanlar emin olun çok zarar ederler. Bakın Biz ne diyoruz. Üretmek, Kazandırmak, Kazanmak İstiyoruz. Bu ilkemizi dağa taşa, her yere yazdık. Her yerde söyledik. Bu salonda bile pankartı var. Üretmek, kazanmak, kazandırmak… Basit gibi görünen bu kelimeler aslında başka bir sendikal mücadeleyi başka bir dünyayı başka bir ahlakı anlatır. Belki de bütün sloganlardan daha anlamlıdır. Çünkü her şeyden önce üretmek var, alın teri var, emek var. Biz varız, biz. Üreteceğiz diyoruz. Sonra ne var? Kazandıracağız diyoruz. Biz üreteceğiz ve kazandıracağız. Yani bir kazanç oluşturacağız diyoruz. Burada sen ben var mı? Yok. Bencillik var mı? Yok. Üreteceğiz ve kazandıracağız diyoruz. Sonra ne diyoruz? Kazanacağız diyoruz. Yani üreterek yarattığımız kazançtan bütün sosyal ortaklar adil biçimde payını almalı diyoruz. Peki... Burada bencillik var mı? Aç gözlülük, hep bana hep bana demek var mı? Yok. Size soruyorum, bizim ilkemizde dışlamak, ötekileştirmek, yok saymak var mı? Yok. Aksine bizim ilkelerimizde hak var, hukuk var, adalet var. Onun için duymayan kulaklar için bir kez daha söylüyorum. Üreteceğiz, kazandıracağız ve eninde sonunda, koşullar ne olursa olsun, neye zorlanırsak zorlanalım. Sonunda, biz de kazanacağız.”

Demir-Çelik sektörü tüm Dünya da daralırken sadece Erdemir büyüdü

“2015 de 2016 da demir çelik sektörü için zor bir yıl oldu. Evet, doğru, gelişmeleri biz de izliyoruz. Dünyadaki, sektördeki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Bunları biliyoruz. Dünyanın bütün büyük şirketleri zarar etti. Demir-çelik sektörü daraldı. Amerika’daki Avrupa’daki şirketler küçüldü. Çin’deki demir çelik şirketleri toplam 500 milyar dolara yakın zarar açıkladı. Evet, 2015 bütün dünya için zor bir yıl oldu. Bunları biliyoruz. Ama biz, başka bir şey daha biliyoruz. Demir çelik sektöründe bütün dünya markaları zarar ederken İtalya’da, İspanya’da, Avrupa’nın birçok yerinde Demir çelik şirketleri zor duruma düşerken bir tek şirket kar açıkladı. Bir tek şirket kar etti. O da Erdemir. Bütün dünyada demir çelik şirketleri canının derdine düşmüşken sadece Erdemir kar açıkladı. Sadece Erdemir üretimini yüzde 7, satışını da yüzde 15 artırdı. Erdemir bu sayede büyüme planları yapabiliyor. Yeni yatırımları hayata geçirebiliyor. Hatta ve hatta yurtdışında girişimde bulunmayı düşünüyor. Başka ülkelerde özelleştirmelerden şirket almayı planlıyor. Planlasın. Allah yolunu açık etsin. İnşallah daha çok yapar. Daha çok büyür, daha çok kar eder. Ülkemiz de daha güçlenir, daha güvende olur. Gözümüz yok. Aksine gurur duyarız. Hatta en çok da biz seviniriz. Ama sevinmemize bile izin vermiyorlar. Hevesimizi kursağımızda bırakıyorlar. Bize sadece sevinin sevinmekle yetinin diyorlar. Üretin, kazandırın, Erdemir’i büyütün, güçlendirin ama İş kazanmaya gelince orada durun diyorlar. Verdiğimize talim edin diyorlar. Ama yağma yok. Geçti o günler. Biz sözümüze sadık kaldık. Üreteceğiz dedik, ürettik. Kazandıracağız dedik, kazandırdık. Şimdi de kazanacağız diyoruz, kazanacağız.”

Masayı terk ettik ve buraya geldik

“Toplu sözleşme müzakerelerinde geldiğimiz noktayı sizlere aktarmak bundan sonra nasıl bir yol izleyeceğimizi de sizlerle paylaşmak için toplandık. 18 Temmuz’da görüşmeler başladı. 7 Eylül’e kadar devam etti. Neredeyse iki ay sürdü. Erdemir yönetimi bu sürede masaya zam önerisi getirmedi. Bunun adı sıfır zamdır. Masaya öneri getirmemesinin anlamı, sıfır zamdır. Bize layık gördükleri budur. Onun için uyuşmazlık zaptı tuttuk. Masadan kalktık. Raporu 19 Eylül’de Bakanlığa verdik. Bakanlık bir arabulucu atadı. Arabulucu çalışmasını tamamladı. Raporunu bakanlığa verdi. Onun raporu da 26 Ekim’de bizlere tebliğ edildi. İki hafta sonra, yani bu hafta başında Erdemir yönetimi ile yeniden bir araya geldik. Bu kez bize önerdikleri 68 kuruş oldu. Burada sizin karşınızda söylemeye bile utandığım bu rakamı masaya getirdiler. Bize layık gördükleri 68 kuruşluk zam oldu. Sıfırdan gelebildikleri nokta 68 kuruş oldu. Biz de kabul etmedik. Masayı terk ettik ve buraya geldik. Şimdi yeniden bir aradayız, baş başayız. Burada sadece bugüne kadar olanların bir değerlendirmesini yapmakla kalmayacağız. Bundan sonra izleyeceğimiz yol haritasını da beraber belirleyeceğiz.”

Sizin hazırladığınız taslağınızın virgülüne bile dokunmadım

“Sizin hazırladığınız taslağın bir müzakere metni olarak son derece adil bir taslak olduğunu biliyorum. Hatırlayın Ramazan ayında taslak öncesi sizlerle bir araya geldiğimizde sizden tek tek bütün üyelerimizle konuşmanızı istemiştim. Taslağı bütün üyelerimizin ortak iradesiyle ama sadece bizim değil, ülkenin, bölgenin, Erdemir’in gerçekleriyle hazırlamanızı istemiştim. Öyle mi? Öyle… Yaptınız mı? Yaptınız. Ben biliyorum. Tezgah tezgah dolaştınız. Bütün üyelerimizle konuştunuz. Anket yaptınız. Beklentiyi belirlediniz. Hepsini bir potada erittiniz ve taslağı hazırladınız. Hatırlayın o gün size bir söz vermiş ve demiştim ki ben, size güveniyorum. Taslağı hazırlarken adil olacağınızdan, hak hukuk gözeteceğinizden eminim. Onun için, taslağınızın virgülüne bile dokunmayacağım demiştim. Öyle mi? Öyle… Peki, tek bir harfine dokundum mu? Dokunmadım. Tek bir satırını değiştirdim mi? Değiştirmedim. Çünkü adil olduğunuzu bu taslağı hak hukuk gözeterek hazırladığınızı biliyorum. Buradan Erdemir yönetimine sesleniyorum, sakın bizi başkalarıyla karıştırmayın. Bizi sözleşmeyi bahane edip ortalığı karıştırmak için işçiyi kışkırtmak, iş barışını, huzuru bozmak için fırsat kollayanlarla karıştırmayın. Biz onlara benzemeyiz. Taslağa ne yazdıysak ne istediysek ne talep ediyorsak bilin ki bir nedeni bir dayanağı vardır. Biz önce uçuk rakamlar isteyip sonra geri adım atanlara benzemeyiz. İstediğimiz rakamlar müzakere edilebilir. Makul ve mantıklı rakamlardır. Şimdi Erdemir yöneticileri benim makul ve mantıklı rakamlar sözüme itiraz edebilir. O zaman onlara izah edeyim. Biz sözleşmede ne istiyoruz? Saatlik ücretlere 3 lira zam. Yani üyelerimize, sosyal haklar hariç, ayda 900 lira zam istiyoruz. Çok mu? Değil. Hele bir yanda Türk Metal öte yanda Erdemir varsa hiç de çok değil.”

Bizim için en iyi sözleşme masada biten sözleşmedir

“Herkesin gıptayla baktığı Bosch sözleşmesini MESS ile imzalamıştık. Ama aynı MESS, şimdi Erdemir sözleşmesinde ayak sürüyor. Sadece Bosch’ta da değil. Bosch’tan sonra da birçok sözleşme imzaladık. Hepsi en az Bosch kadar iyi oldu. Manisa Bamesa’da 568 lira aldık. Bursa Burçelik’te 678 lira aldık. İzmir’de Cevher Döküm’de 600 lira aldık. Doğuş Vana’da 660 lira aldık. Yine sizin şirketiniz olan Reno Mais’da 700 lira aldık. Bir sözünü ettiğimiz şirketlere bakın bir de Erdemir’e bakın. Kıyas kabul etmez. Bir orada alınan rakamlara bakın bir de Erdemir’in bize önerdiğine bakın. Koskoca Erdemir 900 liraya itiraz ediyor. Yahu yüzdeye vursan onlara aldığımız zamdan daha azını istiyoruz. Neye itiraz ediyorsunuz? Onun için kimse kusura bakmasın. Başka yerde imza atarken Erdemir’de itiraz edenleri de biz ciddiye almayız. Kimse kusura bakmasın. Buradan Erdemir yönetimine sesleniyorum. Hep söyledik bir kez daha tekrarlayayım. Bizim için en iyi sözleşme masada biten sözleşmedir. Onun için gelin daha önce olduğu gibi sorunları masada çözelim. Pazarlığı masada bitirelim. Bugüne kadar sizinle çok tartıştık. Kıran kırana çok pazarlık ettik. Ama hiç kavga etmedik. Diyaloğu hiç kesmedik. Sonunda da hep uzlaştık, el sıkıştık. Kalıcı çözümlere böyle ulaştık. Erdemir’i bir istikrar adası haline böyle getirdik. Ama bizim iyi niyetimizi lütfen zorlamayın. Genel Müdürün sahaya indiğini duyuyorum. İşçi kardeşlerime aba altından sopa gösteriyormuş. Buradan açıkça söyleyeyim sizin muhatabınız biziz. Sendikadır. Türk Metal’dir. Muhatabınızı şaşırmayın. Madem konuşmak istiyorsunuz. Keşke masada konuşsaydınız. Orada susup burada konuşmak… Kusura bakmayın ama size yakışmıyor. Onun için vakit geçirmeden gelin masaya oturun.  Aramıza fitne fesat girmesine soğukluk girmesine izin vermeyelim. Bizi Türk Metal’i, Türkiye’de en iyi bilen işyeri Erdemir’dir. Ne yapacağımızı ne yapabileceğimizi en iyi siz bilirsiniz. Bakın 3 lira bizim masadaki rakamımızdır. Pazarlık edeceğimiz rakamdır. Onun için daha fazla uzatmayalım. Bakın Pazartesi grev kararı alacağız. Haberiniz olsun. Grev uygulama kararını almak için de çok beklemeyeceğim. Bunun anlamını biliyorsunuz. Erdemir’deki iki fırınımızdan birinin adı Ayşe, ötekinin Zübeyde... Ayşe tatile çıktığında Kıbrıs harekâtı başlamıştı. Dünya durmuştu. Şimdi biz Ayşe’yle birlikte bir de Zübeyde’yi tatile gönderirsek. Yer yerinden oynar. Emin olun taş üstünde taş kalmaz.”

Erdemir emekçilerinin istediği her kuruş onların hakkıdır

“Bizim için sözleşme üretimin, kalitenin, verimliliğin mührüdür. İş barışı, huzur ve adalet için bir fırsattır. Onun için gelin siz de bu fırsatı iyi değerlendirin. Vicdanınızla cüzdanınız arasına sıkışmadan aklın yolunu izleyin. Bizi sakın başkalarıyla karıştırmayın. Karşınızda zor gününde Erdemir için fedakârlığın hasını yapan Erdemir’i dünya markası yapan liderliğe taşıyan şampiyon yapan emekçiler var. Sıra sizde... Bu sefer de siz onları şampiyon yapın. Karşınızda bunu hak eden işçiler var. İşyerini evi, işini namusu bilen insanlar var. Karşınızda önce vatan, önce millet diyen asil Türk işçisi var. İstedikleri her kuruş onların hakkıdır. Analarının ak sütü gibi helaldir. Biz büyük bir ailenin fertleriyiz diye sabahtan beri her yerden üyelerimizden mesaj alıyorum. Sizlere selam gönderiyorlar. Mücadelenize destek veriyorlar. Bizim için mücadele edin bizim için kazanın diyorlar. Orada alacağınız her kuruş 2017 sözleşmesinde bizim için alınmış olacaktır diyorlar. Bosch bir zirveydi. Erdemir onu geçecek demişler. Geçecek dostlarım, geçecek. Emin olun geçecek. Burada hepiniz için sahadayız. Hepiniz için mücadele ediyoruz. Yine çıkacağız. En tepeye çıkacağız. Türk Metal’e yakışan yere çıkacağız. Yine zirveye tırmanacağız. Hep daha yukarı, daha yukarı çıkacağız. Ve hep orada kalacağız. Sizin için mücadele ediyoruz. Sizin için kazanacağız.”

Renault’ta yeni yıla seçimle gireceğiz

“Kürsüye çıkmadan hemen önce aldığım son mesajı da sizlerle paylaşmak istiyorum. Renault’taki arkadaşlarım göndermiş. Onların da yürekleri burada atıyor. Onlar da bizim için mücadele edin bizim için kazanın diyorlar. Sizlere dayanışma ve destek mesajı yolluyorlar. Bir de hepimize bir müjde göndermişler. Aynen okuyorum. Demişler ki; “Başkanım, Renault’ta her dakika arkadaşlarımız geliyor, üye oluyor. Yeniden Türk metal diyor. Fark her dakika artıyor. Şu anda 800 üye fazlamız var.” Evet, aynen böyle demişler. Yani dostlarım bir tek Renault kalmıştı. Orada da çoğunluğu sağlıyoruz. Haksızlığa, baskıya, yalana dolana direnen yeniden Türk Metal deme olgunluğunu ve cesaretini gösteren Renault’taki bütün kardeşlerimi kutluyorum. Hepsiyle gurur duyuyorum. Madem Renault’taki kardeşlerimiz bize bir müjde verdi. Ben de onlara bir müjde vereyim. Çok önceden planlanmış hem içerde hem dışarda çok yoğun bir gündemimiz var. İptal edemeyeceğimiz programlarımız var. Kritik sözleşme sürecimiz devam ediyor. O yüzden Renault’a gelmem biraz gecikti. Ama size söz ilk fırsatta Renault’a geleceğim ve seçimin startını vereceğim. Yeni yıla seçimle gireceğiz. Yeni yılda yeni şubeyle çalışacağız. Hepimize hayırlı uğurlu olsun.”

Bütün emekçilerinin gözü kulağı Erdemir’de

“İki tür insan vardır. Biri umuttan beslenir öteki umutsuzluktan. Emin olun bütün metal işçilerinin kalbi şimdi sizinle atıyor. Sizin başarılı olmanız iyi bir sözleşme imzalanması için dua ediyor. Sadece metal işçileri değil. Bütün emekçilerinin gözü kulağı şimdi burada... Çünkü burada alacağımız her rakam yeni çıtayı belirleyecek. Onun için eminim hepsinin duası sizinle ama dedim ya iki tür insan vardır. Şimdi birileri de sizin başarısız olmanız için dua ediyor. Kötü bir sözleşme imzalanması için totem yapıyor. Siz onların kim olduğunu iyi bilirsiniz. O sahte sendikacıların da gözü kulağı burada... Onlar Erdemir’de kötü bir sözleşmenin rüyasını görüyor. Ama ben de onların rüyanızı kâbusa çevirmezsem, namerdim. Onların hevesini kursağında bırakmazsam, namerdim. Onları bütün dünya aleme rezil rüsva etmezsem, namerdim. Bu sahte sendikacılar iyice sıkıştı. Bunlar güya 6-7 işyerinde sözleşmeye oturdular. Hep biz önden gidiyorduk. Ama bu sefer arkalarındayız. Onun için çarşafa dolandılar. Ne yapacaklarını bilemiyorlar. Erdemir’den önce alelacele bitirmek istiyorlar. Çünkü biz Erdemir’de kaç lira zam alırsak onlar bunun üzerine çıkmak zorundalar. Onun için Erdemir bitmeden önce bitirmek istiyorlar ama onu bile yapamıyorlar. Buradan onlara yine hodri meydan nereye giderseniz gidin nereye kaçarsanız kaçın kaç lira alırsanız alın sizin imzaladığınız sözleşmeleri geçeceğim. Hepsini delik deşik edeceğim paçavraya çevireceğim. Kevgire çevireceğim, kevgire. Bu benim sattığınız işçilere, kandırdığınız emekçilere, huzursuz ettiğiniz insanlara borcumdur” dedi

Büyük Anadolu Ereğli Hotel’de yapılan bilgilendirme toplantısında üyelerimiz Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’a yoğun ilgi ve sevgi gösterisinde bulundu. Genel Başkanımız Kavlak’ın konuşması da sık sık alkışlar ve sloganlarla kesildi. Kdz. Ereğli yapılan bilgilendirme toplantısına Genel Maden-İş Sendikası Genel Başkanı Ahmet Demirci, Genel Maden-İş Sendikası Genel Sekreteri Hakkı Arslan, Genel Başkan Yardımcımız Yusuf Ziya Odabaş ve Genel Mali Sekreterimiz Uysal Altundağ da katıldı.  

 

 

Alın terinin karşılığını almak, güvenceli çalışma koşulları ve yüzbinlerin dayanışma gücüne sahip olmak için siz de hemen Büyük Türk Metal Ailesine katılın!

Türk Metal'e Üye Ol
Türk Metal'e Üye Ol