GENEL BAŞKANIMIZ BURSALI METAL EMEKÇİLERİNE SESLENDİ
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Eskişehir 1 Nolu Şubemizin Olağan Genel Kurulunda son dönemde Bursa’da yaşanan olayları değerlendirdi.
Eskişehir 1 Nolu Şubemizim Olağan Genel Kurulu 17 Mayıs Pazar günü Eskişehir Divan Otel’de gerçekleştirildi. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın genel kurulda gerçekleştirildiği konuşmanın tam metnini paylaşıyoruz.
Hani bazı günler vardır.
Zordur…
Hak etmediğiniz bir saldırının karşısında kalırsınız.
Ateşlerin üzerinden atlar,
Kurulan tuzakların etrafından dolanırsınız.
Evet, o günler zordur…
Öyle zordur ki,
İşte o günlerde,
Yalanın, iftiranın,
Kara propagandanın
Ortasında,
Bir dost sıcaklığına ihtiyaç duyarsınız.
Tek beklediğiniz,
Kucaklaşmak, sarılmak, yaraları sarmaktır.
İşte bugün,
Tam da olmam gereken yerdeyim…
Sizlerleyim…
Bu zor günlerde,
Bana ve teşkilatımıza gösterdiğiniz,
Dostluk,
Uzattığınız sımsıcak el,
Ne kadar güçlü olduğumuzu
Ve önümüze hangi engeller çıkarsa çıksın,
Sonuna kadar dimdik ayakta kalacağımızı,
Birlikte çarpan yüreklerimizin,
Hiçbir zorluk karşısında,
Teklemeyeceğini gösterdi.
Şimdi öyle bir yerdeyim…
Sizlere, bu güçlü duygularla sesleniyorum,
Ve tüm açıklığıyla bir kez daha anlıyorum ki,
Bizim bütün dertlerimizin devası,
Türk Metalcilerle birlikte olmaktır.
İşçi kardeşlerimle kucaklaşmak,
Sizlere inanmak, güvenmektir…
Bu dostluğunuzu,
Kardeşliğinizi,
Hiç unutmayacağım.
50 yıldır mücadele ettiğimiz bu yolda,
Sizin gibi mert insanlarla yürüyor olmak,
Sizin gibi onurlu insanlarla sendikal mücadele vermek,
Sahip olduğum en büyük değerdir.
Bu değeri bana kazandıran,
Eskişehir’deki,
Ve Türkiye’nin dört bir yanındaki kardeşlerimi,
Coşkuyla kucaklıyorum.
Eskişehir 1 Nolu Şubemizin Genel Kuruluna hoş geldiniz,
Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Değerli Dostlarım,
Derler ya,
Hiçbir başarı cezasız kalmaz diye…
Bugün Türk Metal’in başına gelenler tam da budur…
Büyüyen,
Güçlenen,
Rakiplerine korku salan,
Dostlarını imrendiren Türk Metal’den rahatsız olanlar,
Bizi bölmek, küçültmek,
Mümkünse yok etmek isteyenler,
İşbaşındadır.
İşte bu nedenle,
Birilerinin illegal girişimiyle
Gündemimiz bir süredir değişti.
Ve birtakım geçici olumsuzlukları da
Beraberinde getirdi.
Bunları, sizlere ayrıntılarıyla anlatacağım.
Yalnızca bunları da değil…
Hala anlamayanlar için,
Türk Metal gerçeğini,
Ve verdiği onurlu emek mücadelesini anlatacağım.
Saman altından su yürüterek,
Elim yanmasın diye maşa kullanarak değil,
Ateşin içine elimizi korkmadan sokarak
Yürüttüğümüz ekmek savaşını anlatacağım.
Gizlenerek,
Alanlara işçi kılığında militan sürerek değil,
Hayal pompalayıp, işçiyi boş vaatlerle kışkırtarak değil,
Türkiye’nin ve dünyanın gerçeklerini bilerek,
Boş umut tacirliği yapmadan,
Yalan söylemeden,
Aslan gibi çarpışarak,
Verdiğimiz mücadeleyi…
Hepsini,
Ama hepsini anlatacağım.
Dostlarım,
Değerli emekçi kardeşlerim;
Bütün sendikal faaliyetleri,
Bizim imzaladığımız
Toplu sözleşmelerin fotokopisini çekip
Aynen uygulamaktan ibaret olanlar,
Yani bizim çöplüğümüzü eşeleyip
Bulduklarıyla yetinenler,
Yine işbaşında.
Sendikacılığı,
Emekçinin hak ve çıkarları için değil,
Kendi çıkarları ve iktidarı için yapanlar,
Gücümüzün ve birliğimizin karşısında,
Onurlu ve saygın bir çabayla rekabet etmek yerine,
Perde arkasına gizlenip,
Yasa dışı örgütlerle işbirliği yapanlar,
Yine işbaşında.
Üzülerek söylüyorum ki
İş başındaki bu çevrelerin
Kimliği belirsiz internet sitelerinde,
Emekçi kılığında boy gösteren militanların
Bu kirli süreci besleyen kışkırtmalarına
İçimizden bazı arkadaşlarımız da inanmış,
Onlarla dayanışmaya geçmiştir.
Önce Renaultda başlayan,
Daha sonra da Tofaş ve Coşkunöz’de devam eden eylemler,
Bu fabrikalarda üretimin durmasına,
İşverenler tarafından işin pazartesi gününe kadar tatil edilmesine yol açmıştır.
Dostlarım,
Önce şunu söylemek istiyorum.
Sendikaların kuruluş felsefesi hak almaktır.
Bunun için gerektiğinde eylem de meşrudur,
Direniş de meşrudur.
O nedenle,
Ben, bize rağmen,
Hak almak için mücadele eden,
Direniş yapan arkadaşlarımın,
Yasal çerçevede kaldığı sürece
Mücadelesini saygıyla karşılıyorum.
Hatta bize, yani Türk Metal’e olan tepkilerine de saygı duyuyorum.
Demek ki, biz kendimizi onlara yeterince iyi ifade edememişiz.
Başarılarımızı, yaptıklarımızı
Yeterince anlatamamışız, diye düşünüyorum.
Bunlar bizim eksiğimizse,
Biz bunları telafi ederiz,
Edeceğiz.
Ancak,
Bize tepki gösteren,
Sendikamızdan istifa eden,
Akılları karışmış bu arkadaşlarımın,
Bazı gerçekleri görmesi lazım.
Yasadışı örgütler tarafından kullanılan
Meydanlara sürülen bu kardeşlerimin,
Kendilerine bazı soruları sorması lazım.
Ortalığı mesaj yağmuruna tutan bu sitelerin
Kimler tarafından yönetildiğini biliyor musunuz?
Onları hiç gördünüz mü?
Onlar işçi mi?
O mesajları işçiler mi yazıyor,
Yoksa, eğitimli provokatörler mi?
Bu siteler, birer sosyal medya ortamı mı?
Yoksa, patronları yurt dışında
Terör suçundan hapiste olan
Şer odakları mı?
Bunlara bir bakın…
Bakın ve kararınızı ona göre verin.
Ama ben size şunu söyleyeyim:
Bu sendika
50 yıl önce,
Bir grup idealist emekçinin
Çabalarıyla kuruldu.
Tarihi, zorluklarla, mücadeleyle,
Hatta kanla yazıldı… Kanla…
Eşi benzeri görülmemiş başarıların altına imza attı.
Bu sendikanın kökleri,
Anadolu’ya öyle bir gömüldü ki,
Bu ulu çınarın gövdesini sallayacak adam,
Daha anasından doğmadı.
Ben,
Türk Metal Sendikası Genel Başkanı olarak
Türk Metal için canlarını verenlerden devraldığım
Bu sendikayı,
Üyelerimizin aklını karıştıran,
İşçi bile olmayan
Üç beş çapulcuya,
Kökü dışarıda maceracıya,
İşçilerin üzerinden ülkemizi karıştırmak isteyen,
Şer odaklarına,
Yedirmem…
Teslim etmem…
Tek başıma kalsam da bunu yapmam.
Sonuna kadar direnirim…
Direnirim…
Ölümüne direnirim…
Arkadaşlar,
Bunların hepsi düzelir.
Yel kayadan ne alırsa,
Onlar da bizden ancak onu alır.
Türk Metal,
Emekçinin, metal işçisinin evidir.
Eğer evimizin içinde bir sorun varsa,
Kapıları kapatır, el birliği ile çeki düzen veririz.
Evimizi el birliği ile temizler, onarır tertipleriz.
Biliriz ki
Dışarda hangi rüzgara kapılırsak kapılalım,
Hangi tümseğe takılırsak takılalım,
Hangi tuzağa düşersek düşelim,
Gene dönüp dolaşıp geleceğimiz yer evimizdir.
Çünkü bu evin sahipleri sizlersiniz.
Çünkü bu evin sahipleri metal işçileridir.
Bu ev, sizin kendi malınızdır.
Doğduğunuz, büyüdüğünüz yerdir.
Ben bu mücadelede yalnız olmadığımı biliyorum.
Benim arkamda,
Dağ gibi Türk Metal ailesi var.
Bunu biliyorum.
Ama bir kez daha size soruyorum.
Bu mücadeleyi
Birlikte verecek miyiz
Verecek miyiz?
Bizi bölmek isteyenlere inat
Sendikamıza sahip çıkacak mıyız?
Değerli
Arkadaşlar,
Şimdi gelin,
Sürecin en başına gidelim.
Hatırlayacaksınız,
Sendikamızla, MESS arasında,
1 Eylül 2014 - 31 Ağustos 2017 dönemini kapsayan
Grup toplu iş sözleşmesi,
15 Aralık 2014 tarihinde imzalanmıştı.
Görüşmelerde, taleplerimizi sıraladığımız sözleşme taslağını,
Biz değil, siz hazırlamıştınız.
Türkiye’nin dört bir yanından 1200 arkadaşınızı
Ankara’ya davet edip, günlerce tartıştık.
Sizlere bir sözleşme dayatmadık,
Sizin taleplerinizi sözleşme taslağına yazdık.
Pazarlıklar sürerken,
Bütün aşamaların sonunda Bursa’ya gittim.
Attığımız her adımı,
Anlaştığımız ve anlaşamadığımız her madde hakkında
Bursa’da bilgi verdim.
Bu süreçte tam 6 kez Bursa’daki arkadaşlarımın yanına gittim.
Aylarca,
Gece gündüz demeden,
Örnek bir mücadeleyle kazandığımız zaferi,
Aynı gece, tüm işyerlerimizdeki arkadaşlarımıza duyurduk.
Sözleşmede elde ettiğimiz başarı,
İşyerlerinde coşkuyla karşılandı.
Şu anda sendikasından istifa etmiş olan arkadaşlarımız,
Yaptığımız sözleşmeyi kutlamak için
Fabrikalarda pastalar kestiler.
Hepsiyle kucaklaştık.
Hepsinin hayır dualarını aldık.
Çünkü biz bu sözleşmede,
Alabileceğimizin en iyisini aldık.
Yüzde 3.78 olan 6 aylık enflasyona karşılık,
İlk 6 ay için yüzde 9.78,
İkinci 6 ay için yüzde 3.63,
Sonraki üçüncü ve dördüncü altı ay için
Enflasyon oranında,
Beşinci 6 ay için enflasyon artı 3.5,
Altıncı 6 ay için ise enflasyon oranında zam aldık.
Sosyal yardımlarda ise ilk yıl yüzde 15,
İkinci yıl enflasyon oranında,
Üçüncü yıl ise enflasyon artı 3.5 oranında artış sağladık.
Ayrıca her işçimiz için,
300 liralık erzak yardımını da
Sözleşmeye ekledik.
MESS ile yaptığımız toplu sözleşme tarihinde ilk kez,
Erzak yardımı sözleşmeye girmiş oldu.
Böylece erzak yardımı,
Türk Metal üyesinin
Kazanılmış hakkı oldu.
Bunları aldık mı arkadaşlar?
Evet aldık…
Sizlerle aldık… Sizin için aldık… Sizin hakkınızı aldık…
Her kuruşu, ananızın ak sütü gibi helal olsun…
Şimdi, o mangalda kül bırakmayan
Sendikacı bozuntularına,
Sorun bakalım…
Geçtiğimiz Salı günü
Yüksek Hakem Kurulundan çıkan
Ve yürürlüğe giren sözleşmelerinde
300 liralık erzak yardımı
Ve eksik olan işyerlerinde
İkramiyelerin 120 güne tamamlanması var mıymış?
Bir sorun bakalım
Ne cevap verecekler.
Biz bu sözleşmeyi imzaladık…
Peki sonra ne oldu?
Ne olduğunu biliyorsunuz.
İşkolumuzdaki diğer sendikalardan biri,
Her zaman olduğu gibi
Ertesi gün, aynı sözleşmeye imza attı.
Öteki de, ücret artışlarına herhangi bir eleştiri getirmeden,
Yalnızca, sözleşmenin üç yıllık olmasına itiraz ederek
Grev kararı aldı.
Gerçi biz,
Bu sendikanın işçiyi neden greve sürüklediğini,
Sadece geçen dönem, 8 işyerinde
3 yıllık sözleşme imzaladığını,
Bu grevin arkasında hangi çıkar hesaplarının olduğunu,
Sendikada seçim kaybetmek üzere olan yönetimin,
Ancak böyle bir kaostan yararlanarak
Paçayı kurtarabileceğini,
Ve bu grev kararıyla işçinin neler kaybedeceğini
Çok iyi biliyorduk ama
Gene de hükümet tarafından ertelenen grevlerin
Haksızlığı ve hukuksuzluğu konusunda,
Bu sendikaya,
Basında ve kamuoyu önünde önemli ölçüde destek verdik.
Sonra,
Bu sendikanın toplu iş sözleşmesi,
Yürürlükteki yasalar gereğince,
Yüksek Hakem Kurulu’na gitti.
Kuruldaki TÜRK-İŞ Konfederasyonu temsilcinin çabalarıyla da,
Aynı oranda ücret artışları sağlandı.
Kuruldaki arkadaşıma özellikle talimat verdim.
Bir hak kaybı yaşanmasın,
O sendikaya üye metal işçisi kardeşlerim,
O sendikacılar nedeniyle mağdur olmasın dedim.
Süreci yakından takip ettim.
Şimdi size 10 puanlık bir uzman sorusu soruyorum…
Bu duruma düşmüş
Ve böylesine prestij kaybına uğramış bir sendika
Kendi beceriksizliğini nasıl gizler?
Tabi ki suyu bulandırarak gizler.
Pusu kurarak,
İftira atarak,
Kışkırtarak,
Yalan söyleyerek gizler.
Sular durulunca,
Gerçekler ortaya çıkınca,
Kandırılmış kardeşlerimiz işin farkına varınca da
Ortadan sıvışırlar.
Olay, budur.
Bunlar, kendi ayıplarını,
Başkalarına çamur atarak örtmeye çalıştı.
Masum kardeşlerimizin aklını çeldi,
Ve sonunda iş, bu noktaya geldi.
Değerli Arkadaşlarım,
Bu kirli sürecin önemli noktalarından biri de Bosch sözleşmesidir.
Bosch, bu süreçte bilinçli olarak kullanılıyor.
Kardeş, kardeşe kırdırılıyor.
İzin verirseniz, hafızanızı biraz tazelemek istiyorum.
Sendikamızın örgütlü olduğu,
Ancak bunların çalışma barışını hiçe sayarak,
Tıpkı bu gün olduğu gibi,
Üyemizle aramıza nifak soktukları
Bosch işyerinde,
Üç yılı aşkın bir süredir devam eden
Yargı süreci nedeniyle,
38 ay boyunca toplu iş sözleşmesiz
Yani sıfır zamlı bir dönem yaşandı.
Bu süre zarfında, Bosch işyerinde
Türk Metal Sendikası maalesef yetkili olamadı.
Bu nedenle Bosch işyeri,
İmzalanan grup toplu iş sözleşmesinin dışında kaldı.
Peki, Bosch, sözleşme dışında kaldığında
Bunlar neredeydi?
Bunlar çoktan sıvışmıştı.
Her zamanki gibi,
İçimize sızdılar,
Karıştırdılar, bozdular