INDUSTRIALL'A ÜYE SENDİKALAR VİDEO KONFERANS ARACILIĞIYLA TOPLANDI
INDUSTRIALL'A ÜYE SENDİKALAR VİDEO KONFERANS ARACILIĞIYLA TOPLANDI

IndustriALL Küresel ve IndustriALL Avrupa Sendikaları’nın Türkiye’deki Üye Sendikalarla Ortak Toplantısı 27 Ekim 2020 Salı günü video konferans aracılığıyla yapıldı. Toplantının ana gündemini, tüm dünyayı etkisi altına pandemi süreci ve pandeminin çalışma hayatına etkileri oluşturdu. IndustriALL Küresel Sendika Genel Sekreteri Kemal Özkan’ın moderatörlüğünde düzenlenen toplantının açılış bölümünde, TÜRK-İŞ Genel Sekreteri ve Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, TÜRK-İŞ’e bağlı sendikalar adına bir konuşma gerçekleştirdi.

“Özellikle örgütsüz işyerlerinde çalışanlar bu dönemde büyük risk altındaydı.”

Konuşmasına, Türkiye’deki pandemi sürecini değerlendirerek başlayan Genel Başkanımız Kavlak, “Türkiye, pandemi ile mücadeleyi 15 Mart’ta başlattı. Çalışma yaşamını ilgilendiren ilk düzenleme ise 25 Mart’ta çıkarılan kanunda yapıldı. Burada kısa çalışma ödeneğinden yararlanma koşullarında işçiler lehine bazı düzenlemeler getirildi. Ancak, bunun dışında işverenlere de kolaylık sağlayacak bazı düzenlemeler oldu. İş kanunundaki denkleştirme süresi de 2 aydan 4 aya çıkarıldı. İşveren sendikalarının üyelerine sigorta primi desteği sağlamasının miktarı artırıldı. Asıl olarak bizi ilgilendiren en önemli düzenleme, 17 Nisan’da çıkarılan yeni bir kanunla yapıldı. Bu kanunla işverenlere işçi çıkarma yasağı getirildi. Ancak, buna karşılık işverenlere işçilerini ücretsiz izne çıkarma hakkı da verildi. İkinci olarak, ücretsiz izne ayrılan ve kısa çalışma ödeneğinden yararlanamayan işsiz işçilere işsizlik sigortası fonundan günde 39 lira 24 kuruş, yani ayda 1117 lira ödeme yapılması kararlaştırıldı. Bu rakam yaklaşık 120 avroya karşılık geliyor. Biz TÜRK-İŞ olarak, bu düzenlemelerle ilgili görüşlerimizi çeşitli defalar hükümete ilettik. Özellikle işsiz kalan işçilere verilen bu miktara karşı çıktık. Bunun insan onuruna yaraşır bir ücret olmadığını dile getirdik. Ancak, ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik koşulların, daha fazlasını vermeye mümkün olmadığı dile getirildi. Bunun yanı sıra, getirilen işten çıkarma yasağına karşılık, sendikasız işyerlerinde işten çıkarma olaylarına rastladık. Bunlarla ilgili girişimlerimiz oldu. Özellikle örgütsüz işyerlerinde çalışanlar bu dönemde büyük risk altındaydı. Hem iş güvencesi açısından hem de sağlık önlemleri açısından, örgütsüz işçiler zor durumda kaldılar.” dedi.

“Bu salgın döneminde ortaya çıkan en temel gerçek, sendikal örgütlülüğün önemi oldu.”

Genel Başkanımız Kavlak, salgın koşulları bütün hızıyla ağırlaşırken, hükümetin “tamamlayıcı emeklilik sistemi” adı altında bir düzenleme getirmeye çalıştığını kaydederek, şöyle devam etti: “Getirilmek istenen bu sistemle, 1936 yılından bu yana en önemli kazanılmış hakkımız olan kıdem tazminatı fona devredilmek istendi. TÜRK-İŞ olarak buna karşı çıktık. Salgına rağmen sokağa çıktık ve eylemler yaparak bu düzenlemeyi protesto ettik. Hükümet geri adım atarak bu tasarıyı geri çekti. Ancak tam da bu günlerde TBMM’de bir kanun teklifi görüşülüyor. Bu kanun teklifinde, daha önce yapılan düzenlemelere ilişkin sürelerin uzatılması ve ödemelerin yapılmasına devam edilmesi konularında Cumhurbaşkanına yetki verilmesi görüşülüyor. Ancak bu kanun teklifinde, işçileri tehdit eden bir düzenleme var. Buna göre, 25 yaşın altında ve 50 yaşın üstündeki işçilerin herhangi bir kural aranmadan belirli süreli iş sözleşmesiyle (yani kıdem ve ihbar tazminatından yoksun bırakılarak) uzun süreler çalıştırılmasının yolu açılıyor. Buna karşı da TÜRK-İŞ olarak itirazlarımızı dile getirdik. TBMM’de çeşitli düzeylerde girişimlerde bulunduk. Bugün de, saat 11’de ülkemizin 81 ilinde kitlesel basın açıklamalarıyla bu düzenlemeyi protesto ettik. TÜRK-İŞ Başkanlar Kurulu’nu da toplayarak bundan sonraki yol haritamızı belirleyeceğiz.”

“Mücadelemizi sürdüreceğiz.”

Genel Başkanımız Kavlak, hükümetin açıkladığı yeni ekonomi programı içinde yer alan bazı önlemler yer aldığını, bunlardan birisinin de, esnek çalışmaya ilişkin düzenlemeler olduğunu anlattı. Pevrul Kavlak, “Bizim bu düzenlemelere ilişkin de çeşitli çekincelerimiz ve kaygılarımız var. Bu düzenlemeler yapılırken işsizliğin önlenmesi ya da istihdamın artırılması öngörülüyor. Ancak bunları yaparken çalışanların haklarını ellerinden almamak gerekiyor. İşçi-işveren arasında sosyal diyalog yoluyla görüşülmeden getirilen bu düzenlemelerle, iş mevzuatında yıllardır var olan işçi haklarında bir geriye gidişe yol açma riski oluşuyor. Çalışanların yüzde 87’sinin örgütsüz, yaklaşık yüzde 34’ünün kayıtdışı olduğu ülkemizde, krizden çıkış yolu çalışanların hak kayıplarında aranmamalı. Çünkü esnek çalışma belki bir miktar işsizliği azaltır ama yoksullaşmayı da artırıcı bir etki yapar. Tüm bu gelişmelerle ilgili mücadelemizi sürdüreceğiz. Sonuç alıncaya kadar da durmayacağız. Bu salgın döneminde ortaya çıkan en temel gerçek, sendikal örgütlülüğün önemi oldu. Örgütlü işçiler bu süreci en az zararla atlatıyor. Dilerim bu böyle devam eder.” dedi.

***

Genel Başkanımız Kavlak’ın ardından, toplantıya katılan diğer işçi konfederasyonlarının temsilcileri de, pandemi süreci ve çalışma hayatına ilişkin gelişmelerle ilgili görüşlerini aktardılar.

***

Açılış konuşmalarının ardından Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Uzmanı Prof. Dr. Kuvvet Lordoğlu, pandemi sürecinin Türkiye’deki ekonomik, sosyal ve sendikal duruma, hükümet politikalarına ve endüstri ilişkileri ile işçi haklarına etkilerini değerlendirdiği bir konuşma gerçekleştirdi.

***

Toplantının açılış bölümünün ardından, Türkiye’de IndustriALL Küresel ve IndustriALL Avrupa’ya üye sendikalar, örgütlü oldukları işkolları ile ilgili gelişmeleri değerlendirdikleri birer konuşma gerçekleştirdi. Bu bölümde Genel Başkanımız Kavlak, sendikamızın işkolunda yer aldığı metal işkolu ile gelişmeleri dile getirdiği bir konuşma gerçekleştirdi.

“Bu süreci ekonomik olarak kayıpsız geçirdik.”

Konuşmasına Türk Metal’in örgütlü olduğu işyerlerinde yaşanan gelişmelerle ilgili bilgi vererek başlayan Genel Başkanımız Kavlak, “Biz Türk Metal Sendikası olarak Uzakdoğu’dan salgın haberleri geldikçe, oralarda ekonomilerin, işyerlerinin bu süreçten nasıl etkilendiğini gördükçe hemen önlem almayı düşündük. Daha ilk günlerde harekete geçtik. İleride olabilecekleri düşünerek, karşı karşıya kalabileceğimiz zararları hesaplayarak önemli bir adım attık. Mart ayının ortalarında ilk ölümlerin başlaması ve virüsün hızla yayılması üzerine, ilk olarak İşveren sendikası MESS ile birlikte ortak bir metne imza atarak, üretime ilişkin düzenlemeler yaptık. Buna göre yaşadığımız bu zorlu süreçte, kendi isteğiyle ayrılmak isteyenler hariç olmak üzere, işverenlerin hiçbir koşulda işçi çıkarmamasını kararlaştırdık. Nitekim bizden sonra hükümetimiz de bu konuda bir düzenleme yaptı. Bugüne kadar önemli bir işten çıkarma olayı yaşamadık. Ardından kısa çalışma ödeneği için başvurmayan şirketlerde, üretimin durması halinde her 1 gün yıllık ücretli izin için işverenin 1 gün idari izin vermesini karar altına aldık. Böylece bir aylık periyotta çalışanların ücretlerinden herhangi bir kesinti olmaması garanti edilmiş oldu. Kısa çalışma ödeneğine başvuran şirketlerde; kısa çalışma ödeneğine ek olarak ikramiye, yakacak yardımı ve sosyal hakların işveren tarafından üyelerimize ödenmesini sağladık. Böylece işyerinde fiilen çalışmayacak üyelerimiz hiçbir kayba uğramadan işin durduğu dönemlere ilişkin ücretlerinin tamamını aldılar. Böylece bu süreci ekonomik olarak kayıpsız geçirdik.” dedi.

“Mücadele ederek üyelerimizin haklarını almayı başardık.”

Yapılan ekonomik ağırlıklı girişimlerin yanı sıra, üretimin devam ettiği işyerlerinde virüs riskine karşı her türlü sağlık önleminin alınması konusunun da, MESS ile yapılan anlaşma kapsamına alınmasının sağlandığını kaydeden Genel Başkanımız Kavlak, şöyle devam etti: “Üretim esnasında üyelerimiz arasındaki sosyal mesafenin en az bir metre olmasını, servislere binişlerde üyelerimizin ateşlerinin ölçülmesini, risk taşıyan üyelerimizin işveren tarafından sağlık kuruluşlarına götürülmesini, servis araçlarında ve yemekhanelerde her bir üyemizin arasında en az bir metre mesafe olmasını sağladık. İşverenin tüm üyelerimize maske, eldiven gibi kişisel korunma araçlarını eksiksiz olarak vermesini, gerekli alanlarda dezenfekte işlemi yapılmasını kararlaştırdık. Bütün bunların yapılmaması ve işyerinde virüs riskinin ortaya çıkması halinde, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 13. Maddesi gereğince ‘çalışmaktan kaçınma hakkı’mızı kullanacağımızı ve üretimi durduracağımızı anlaşma metnine yazdık. Örneğin, İzmir’de BMC işyerinde olduğu gibi, bazı işyerlerimizde işin geçici olarak durmasını sağladık. Bazı işverenler MESS ile imzaladığımız bu protokole karşı çıktı. Uygulamak istemedi. Ancak biz taviz vermedik, Mücadele ederek üyelerimizin haklarını almayı başardık.”

“Elde etiğimiz kazanımlarımız, bu süreci en az zararla atlatmak içindi.”

Genel Başkanımız Kavlak, sendikamız Türk Metal’in üyelerinin bu süreci en hafif şekilde atlatabilmesi için yaptığı faaliyetlere de değinirken şunları söyledi. “Bütün bu çabalarımız sonucunda elde ettiğimiz bu kazanımlarımız, bu süreci en az zararla atlatmak içindi. Ancak ne yazık ki, bu süreçte bazı üyelerimizin, kovid-19 pozitif olduğunu öğrenmenin de üzüntüsünü yaşadık. Üyelerimiz arasında kovid-19 pozitif vakalarının görülmesi üzerine toplu iş sözleşmemizde yer alan Tamamlayıcı Sağlık Sigortası uygulamamıza bir ek yaparak, bu virüs nedeniyle rahatsızlanan üyelerimizin tedavi masraflarını da bu sigorta kapsamına aldırdık. İyileşen arkadaşlarımız tek kuruş ödemeden hastaneden taburcu oldular. Onunla da yetinmedik. Sayıları binin üzerinde olan bu üyelerimizi yaşadıkları sıkıntıyı unutmaları için aileleriyle birlikte gruplar halinde moral tatiline gönderdik.”

“Bu süreçte 34 yeni işyerinde örgütlendik.”

Konuşmasına sendikamızın pandemi sürecinde yürüttüğü örgütlenme ve toplu iş sözleşmelerine değinerek tamamlayan Genel Başkanımız Kavlak, “Türk Metal olarak bu süreçte boş durmadık. Örgütlenme çalışmalarımıza devam ettik. Bu süreçte 34 yeni işyerinde örgütlendik. Fransız Akwel’de, Alman firmaları ICM, Bodo Bode, EMF Motor’da örgütlenmemizi tamamladık. Birer de ABD, İspanyol ve Avusturya şirketlerinde örgütlendik. Akwel’de ve Bodo Bode’deki örgütlenmelerimiz sorunlu oldu. Soğuk kış günlerinde bu işyerlerindeki arkadaşlarımız fabrika önünde günlerce gecelediler. Aileleriyle birlikte mücadele ettiler. Yabancı menşeli bu şirketlerin bu konudaki tutumunu, ileride yapacağımız küresel sözleşmeleri konuşacağımız toplantıda anlatacağım. Pandemi sürecinde hükümetimiz, Toplu İş Sözleşmesi sürecini 17 Nisan’dan itibaren geçici olarak durdurmuştu. Bu durum üç ay sürdü. Bu sürenin ardından toplu sözleşme süreci yeniden başladı. Pandeminin başladığı 1 Mart 2020 gününden geçerli olmak üzere MESS grup toplu iş sözleşmesi dışında kalan 51 işyerinde toplu iş sözleşmesi imzaladık. İmzaladığımız bu sözleşmeler üyelerimiz arasında mutlulukla karşılandı. MESS grup sözleşmesinden sonra üyelerimize uyguladığımız bir anket çalışmasında sendikamızdan ve imzaladığımız sözleşmeden memnuniyet oranı yüzde 85 olarak belirlendi. Ayrıca, kendi üyelerimiz dışında bu süreçte büyük mücadele veren diğer emekçileri de unutmadık. Tüm sosyal tesislerimizi sağlık emekçilerinin kullanımına açtık.”

***

Toplantı, IndustriALL Küresel Genel Sekreteri Valter Sanches ile IndustriALL Avrupa Genel Sekreteri Luc Triangle günü özetledikleri ve görüşlerini belirttikleri konuşmalar ile tamamlandı.

***

Toplantıya TÜRK-İŞ bağlı, Petrol-İş, Tes-İş, Deriteks, Teksif, Dok-Gemi, Selülöz-İş, Hak-İş’e bağlı bağlı, Özçelik-İş, Öziplik-İş, DİSK’e bağlı Birleşik Metal, Lastik-İş ve Tekstil İş sendikalarının Genel Başkanları ve temsilcileri katıldı. Toplantıya, Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’la birlikte Genel Mali Sekreterimiz Murat Salar da katıldı.

Alın terinin karşılığını almak, güvenceli çalışma koşulları ve yüzbinlerin dayanışma gücüne sahip olmak için siz de hemen Büyük Türk Metal Ailesine katılın!

Türk Metal'e Üye Ol
Türk Metal'e Üye Ol