İSTANBUL ANADOLU YAKASI ŞUBEMİZİN 5. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANDI
İSTANBUL ANADOLU YAKASI ŞUBEMİZİN 5. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANDI

İstanbul Anadolu Yakası Şubemizin 5. Olağan Genel Kurulu 23 Ekim 2021 Cumartesi günü İstanbul’da toplandı. Genel Kurulda Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Divan Başkanlığına seçilirken, Divan Başkanvekilliklerini Genel Başkan Yardımcımız Halil Faki Erdal ile Gebze 1 Nolu Şube Başkanımız Mustafa Teke, kâtip üyeliklerini ise Ebubekir Türk ile Zehra Candemir yürüttü. 

Genel Kurulda Divan Başkanı olarak genel kurul üyelerine seslenen Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, sendikamız Türk Metal’in tarihinin aynı zamanda bir emek mücadelesi tarihi olduğunu belirterek başladığı konuşmasında şunları söyledi: “Hainlerin sendikamıza pusu kurduğu o Ergenekon tezgâhından sonra, 2009 yılından bu yana yaşadıklarımızı düşünürsek nasıl bir mücadele vererek buralara geldiğimizi daha iyi anlarız. Evet, dostlarım biz uzun ve meşakkatli bir yoldan geliyoruz. Göreve geldiğimiz günden bu yana var gücümüzle çalışıyoruz. Bir dakika bile durmadan soluklanmadan, üyelerimize insan onuruna yakışır bir yaşam sağlamak için onların çoluk çocuğunun güvencesi olabilmek için her bir üyemizin “İyi ki sendikam var” diyebilmesi için gecemizi gündüze katıyoruz. Evet, Türkiye’nin en büyüğüyüz. Evet, Türkiye’nin en güçlüsüyüz. Evet,  Türkiye’nin en örgütlüsüyüz.  Ama bize yetiyor mu? Asla, çünkü biz önce metal emekçisi için onların iş güvencesi, geleceği ve ileleri için en sonunda da Türkiye işçi sınıfı için bu yola çıktık. Yolumuz uzun, işimiz zor. Ama elimizdeki meşaleyi bizden sonra gelenlere devredene kadar bu yoldan dönmeyeceğiz.”

Emekçileri bu kara düzene yem etmeyeceğiz.

Genel Başkanımız Kavlak, sendikamız Türk Metal’in yürüttüğü örgütlenme mücadelelerine değinerek devam ettiği konuşmasında, ülkemizde sendikalaşmanın önüne konulan engellemelere de değinerek, “Soruyorum sizlere bu ülkede sendikalaşma hakkı var mı? Var. Anayasal bir hak mı? Evet, anayasal bir hak… Peki, biz bu hakkımızı özgürce kullanabiliyor muyuz? Hayır, kullanamıyoruz.  Peki, sendikalaşma hakkını engelleyenlere ceza yasamızda hapis cezası var mı? Evet, var. Peki, bunca yıldır sadece sendikalaştıkları için işinden atılan, ekmeğinden olan dünya kadar işçi varken siz hiç hapis yatan bir işveren duydunuz mu? Duymadınız. Duyamazsınız.  Birileri işçileri sorgusuz sualsiz işten atıyor, tazminatını, hakkını vermiyor. Ondan sonra da arabulucu adı altında birileri devreye girip zaten ekmeksiz kalmış işçiyi üç kuruşa razı etmeye çalışıyor. Bu düzen, işte böyle bir düzen… Bu yasalar birilerine işlemez. Birileri bedel ödemez. Bedel ödeyen yine emekçiler olur. Sendikaya üye olan işçi Kod 29’la işten atılır ama işverene hiçbir şey olmaz. Olan gene bize olur. Lanet olsun böyle düzene, bu düzen falan değil. Bu resmen bir dümen ama biz bu dümene çomak sokacağız. Emekçileri bu kara düzene yem etmeyeceğiz” dedi.

İşçi hak ve özgürlüklerinden söz etmeden insan haklarından da, demokrasiden de söz edilemez.

Genel Başkanımız Kavlak, ülkemizde yasalarda bulunan işçi haklarına dikkat çekerek devam ettiği konuşmasında şunları söyledi: “Grev hakkımız da anayasada güvence altına alınmış bir haktır. Peki, bu hakkımızı özgürce kullanabiliyor muyuz? Ne yazık ki, hayır… Birkaç belediye grevi dışında son 20 yıldaki bütün grevler ertelendi. Biz Türk Metal olarak her sözleşme döneminde grev kararı alıyoruz ama bir türlü grev yapamıyoruz. Çünkü yaptırmıyorlar. Oysa bir yapabilsek, üç, beş gün greve çıkabilsek… Metal işçisinin kaderi değişecek ama yaptırmıyorlar. Emekçilerin işverenlere karşı en etkili silahı olan grev hakkı resmen ellerinden alındı. Anayasal bir hak kullanılamaz hale geldi. Yalnızca bunlar mı? Bakın, 2010 yılında anayasa referandumu yapıldı. O güne kadar az da olsa toplanan çeşitli konuların görüşüldüğü ekonomik ve Sosyal Konsey anayasal bir kurum haline getirildi. Peki, o günden sonra kaç kere toplandı? Hiç. Evet, yanlış duymadınız, hiç… 2010-2021 tam 11 yıldır bir kere bile toplanmadı. Bir kere bile. Demek ki her hangi bir hakkın anayasada, yasalarda var olması ne yazık ki, o hakkın kullanılması anlamına gelmiyor. O haklar kâğıt üstünde kalıyorsa bizim için bir anlam ifade etmiyor. Ortada haklarımızın yazılı olduğu Anayasa var. Yasalar var. Uluslararası sözleşmeler var. Ama işçiler bu hakların hiçbirini kullanamıyor. Sendikaya üye olamıyor. İşten atılıyor. Grev yapamıyor. O halde değerli arkadaşlarım biz, hakların kâğıt üstünde kaldığı bir düzen istemiyoruz. Anayasalar, yasalar değişebilir ama biz asıl olarak zihniyetlerin değişmesini talep ediyoruz. Kâğıt üzerindeki yasaların değil kafalardaki yasakların kalkmasını istiyoruz. Bu ülkede hiç kimse haktan, hukuktan, insan haklarından söz ederken emekçilerin haklarını görmezden gelmesin. Şunu unutmayın işçi hak ve özgürlüklerinden söz etmeden insan haklarından da, demokrasiden de söz edilemez. Bunu herkes böyle bilmelidir. Buradan ülkeyi yönetenlere sesleniyorum ne yapacaksanız yapın, hangi hakkı tanıyacaksanız tanıyın. Eğer bunlar kâğıt üzerinde kalacaksa eğer bir işçi yalnızca sendikalı olduğu için “Ahlaksızlıkla” suçlanacaksa Kod 29 adı altında tazminatsız işten atılacaksa benim devletim de o işverene sesini çıkarmayacaksa ben böyle bir düzen istemiyorum.”

Asgari ücretli kardeşlerimiz için de mücadele etmekten kaçınmayız.

Asgari ücret ile ilgili kısa bir süre önce yapılan bir açıklamayı hatırlatan Genel Başkanımız Kavlak, “Geçtiğimiz günlerde bir sanayi odası başkanı basına açıklama yapmış. Diyor ki  “Bu ülkede asgari ücreti, tuzu kurular belirliyor.” Kime diyor? Bize diyor, bize. TÜRK-İŞ’e diyor. Tuzu kurular diyor. Yahu sayın başkan senin o tuzu kurular dediğin sanayici, tüccar falan değil onlar emekçi, emekçi… Sen hangi tuzu kurulardan söz ediyorsun? Evet, biz asgari ücretli değiliz ama ücretimizi sendikamızla, mücadelemizle gerektiğinde söke söke almış emekçileriz. Evet, biz iyi ücretler alan sendikalı işçileriz ama gerektiğinde asgari ücretli kardeşlerimiz için de mücadele etmekten kaçınmayız. Onların da insanca yaşamaları için direniriz. Yalnız olanlar için de değil biz, karnını doyurmak için kâğıt toplayan emekçilerden pazarda atılmış yiyecek toplayan yoksullara kadar ezilen, sömürülen tüm emekçiler için mücadele ederiz. Onlar için de direniriz. Neden mi? Çünkü biz gemisini kurtaran kaptan değiliz. Biz, bize dokunmayan yılan bin yaşasın diyemeyiz.”

Bu ülkede biz varız, biz.

Genel Başkanımız Kavlak, işçileri boğaz tokluğuna çalıştırmak isteyenlerin işçi haklarını nasıl görmek istediklerini ifade ettiği konuşmasına şöyle devam etti: “Bunlar ne istiyor? Çalışma yaşamında dikensiz gül bahçesi istiyor. Sendikasız bir endüstri ilişkileri düzeni istiyor. İstiyorlar ki işçiler boğaz tokluğuna çalışsın. İstiyorlar ki bir lokma, bir hırkaya razı olsun. İstiyorlar ki ellerine verilen üç kuruşu kabul edip bir de üzerine “Allah razı olsun” desin. Yahu insaf edin, insaf. Kırk yıldır ucuz işçi cennetine çevirdiğiniz bu ülkede bu insanları sömürdüğünüz yetmedi mi? Köle gibi çalıştırdığınız yetmedi mi? Onların sırtından kazandığınız yetmedi mi? Alın terlerinden çaldığınız yetmedi mi? Yetmedi mi? Evet, size yetmemiş olabilir. Ama sendikalı oldukları için işten attıklarınızın üç kuruşa köle gibi çalıştırdıklarınızın bir dilim ekmeğe muhtaç ettiklerinizin iş cinayetlerine kurban ettiklerinizin, ezdiklerinizin, hor gördüklerinizin canlarına yetti. Bunların işyerlerine bakın. Ne sendika vardır ne işçi hakkı vardır. Ama işçilerin hakkı ve hukuku söz konusu olduğunda hep bunlar konuşur. Gündeme getirdikleri konular da hep aynıdır. Kıdem tazminatı olmasın. Asgari ücret komisyonunda biz de olalım. Asgari ücret bölgesel olsun. Olmadı. Sektörel olsun. Daha düşük olsun. Olsun da olsun.  Peki, soruyorum buradan doğalgaz, elektrik faturaları da bölgesel olsun mu? Ekmeğin fiyatı da bölgesel olsun mu? Yediğimiz, içtiğimiz her şeyin fiyatı da bölgesel olsun mu? Benzinin, mazotun fiyatı da bölgesel olsun mu? Yok, olmasın, derler. Niye? Çünkü onlar olursa beylerin karları düşecek. Onlar olursa, kendi ceplerinden gidecek. Onlar olursa, kendi pastaları küçülecek. Çünkü bizim ekmeğimiz onların umurunda bile değil. Onların asıl derdi ne biliyor musunuz? Onlar yanlarında çalışan emekçilere asgari ücreti bile vermek istemiyorlar. Çalışanları sömürmek boğaz tokluğuna çalıştırmak insanları yoksullukta eşitlemek istiyorlar. Onlar için emeğin değeri yok. Emekçinin değeri yok. İnsanın değeri yok. İnsanlığın değeri yok. Ama yağma yok. Bu ülkede biz varız, biz. Gün gelir emeğin en yüce değer olduğunu size de öğretiriz.”

Biz, insanca yaşamak istiyoruz.

Genel Başkanımız Kavlak, Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ile son iki dönemde imzalanan sözleşmelerde elde edilen zaferleri ve pandemi sürecinde yine MESS ile imzalan protokol sayesinde pandemi sürecinde hiçbir üyemizin hak kaybına uğramadığını dile getirdi. MESS ile yeni bir süreci girildiğine değinerek konuşmasına devam ederken, “Süreci başlattık. Bu ayın 12’sinde ilk oturumu gerçekleştirdik. 12 idari maddeyi anlaşarak geçtik, üç maddeyi sonraki görüşmelere erteledik. En önemlisi de işverenin üç yıllık sözleşme teklifini kabul etmedik” dedi ve konuşmasını şöyle tamamladı: “Biz her şeyi fazlasıyla hak ediyoruz. Biz demokrasi istiyoruz. Biz hak ve özgürlüklerimizi sonuna kadar kullanacağımız demokratik bir ülke istiyoruz. Biz sendikal haklarımızı kullanmak, özgürce örgütlenebilmek sendikamızın çatısı altında kendimizi güvende hissetmek istiyoruz. Biz özgür toplu pazarlık düzeninde hakkımızı sonuna kadar almak istiyoruz. Biz karakışta işten atılmak istemiyoruz. Evimize helal ekmek götürmek çoluk çocuğumuzun yüzüne bakabilmek istiyoruz. Biz az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmasını istiyoruz. Biz, iş cinayetlerinde can vermek istemiyoruz. Biz, bu ülkede çalışmak, üretmek, ürettiğimizi hakça paylaşmak istiyoruz. Biz, insanca yaşamak istiyoruz. İnsanca yaşamak istiyoruz.”

***

Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın konuşmasının ardından ise kürsüye çıkan A Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Böyet, Birinci Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Birinci, Kipsan Kalıp İmalat İnsan Kaynakları Müdürü Derya Doğan ve Arçelik İnsan Kaynakları Yöneticisi Ahmet Buğrahan Sönmez genel kurul delegelerine başarı dileklerini sundukları bir selamlama konuşması gerçekleştirdi.

***

Gerçekleştirilen konuşmaların ardından İstanbul Anadolu Yakası Şubemizin Faaliyet Raporu genel kurul delegeleri tarafından oybirliği ile kabul edildi. Bu bölümde Arçelik işyerinden Elif Işık ile Siemens işyerinden Ziya Ünal söz alarak konuştu.

***

Genel Kurula katılan misafirler arasında Arçelik Grup Yöneticisi Endüstriyel İlişkiler ve İdari İşler Yöneticisi Oğuz Çineli, Arçelik Pazarlama Endüstriyel İlişkiler Yöneticisi Okan Yosunlu, Arçelik Üretim Yöneticisi Alper Deniz, Siemens AG Cihaz Fabrika Müdürü Nurettin Mutlucan, Siemens İnsan Kaynakları Yöneticisi Aslı Kunur, Siemens İnsan Kaynakları Yöneticisi Gizem Gilik, Mahle Filtre İnsan Kaynakları Müdürü Esra Yıldız, Tekno Mobil Cep Telefonu Fabrika Genel Müdürü Serkan Hüseyin Şefik, Kipsan Genel Müdürü Kemal Cin, Kipsan Genel Müdür Yardımcısı Hakan Alıcı, Arobus Üretim Yöneticisi Serkan İşen, Birinci Otomotiv İnsan Kaynakları Müdürü Yasemin Genç Karamık, Evas Genel Müdürü Emrah Sak, Bant Boru Fabrika Müdürü Emre Eşmeli, AKPlas Genel Müdür Yardımcısı Emin Akkaya, Akım Metal Proje Yöneticisi Mehmet Aydar, Genel Başkan Yardımcılarımız Yusuf Ziya Odabaş ile Uysal Altundağ, Genel Mali Sekreterimiz Murat Salar, Genel Sekreterimiz Taliphan Kıymaz ile bazı siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri yer aldı.

***

Tek liste ile gidilen seçimlerde Şube Başkanlığına Serkan Gül, Şube Sekreterliğine Selim Dölek, Şube Mali Sekreterliği Murat Keskin, Şube Teşkilatlandırma Sekreterliğine Aslan Alibaş ve Şube Eğitim Sekreterliğine Hasan Bahçeçi seçildi. 

Alın terinin karşılığını almak, güvenceli çalışma koşulları ve yüzbinlerin dayanışma gücüne sahip olmak için siz de hemen Büyük Türk Metal Ailesine katılın!

Türk Metal'e Üye Ol
Türk Metal'e Üye Ol