İZMİR ŞUBEMİZİN 2. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANDI
İZMİR ŞUBEMİZİN 2. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANDI

İzmir Şubemizin 2. Olağan Genel Kurulu 22 Mart 2021 tarihinde İzmir’de toplandı. Maske ve sosyal mesafe kurallarına uygun bir şekilde gerçekleştirilen genel kurulda, Divan Başkanlığına Genel Başkanımız Pevrul Kavlak seçilirken, Divan Başkanvekilliklerini Genel Başkan Yardımcımız Uysal Altundağ ile Manisa 1 Nolu Şube Başkanımız Ercan Dereli yürüttü. 

Genel Kurulda Divan Başkanı olarak bir konuşma yapan Genel Başkanımız Kavlak, sözlerine tüm insanlığı etkisi altına alan pandemi sürecinde yaşanılan zorlukları dile getirerek başlarken şunları söyledi: “Gelin, hep beraber bir yıl geriye gidelim. Geriye dönüp baktığınızda ne hatırlıyorsunuz? Hiç düşünmeyin, bu soruyu sizin yerinize ben cevaplayayım. Yalnızca kendi normallerimizi hatırlıyoruz. Sıradan bir güne uyanmayı, ailemizle kucaklaşmayı, çocuklarımızı okula yolcu etmeyi, işimize gitmek için yollara düşmeyi hatırlıyoruz. Bunların hepsi o zamanlar normaldi. Tokalaşmak, kucaklaşmak, yollarda kol kola dolaşmak normaldi. Mesafe tanımadan bir muhabbetin içinde buluşmak, maçta tuttuğumuz takımı alkışlamak, bayramlarda sevdiklerimize sarılmak normaldi. Caddelerde sel gibi akmak, meydanlara çıkmak, tek bir yürek gibi çarpmak normaldi. Şimdi kendi normallerimizi unuttuk. Gözle göremediğimiz bir virüs hayatımızı esir aldı. Feleğimizi şaşırttı. Evet, tam bir yıl oldu. Bugün geriye dönüp baktığımda hiç bu kadar tuhaf bir yıl yaşadığımı hatırlamıyorum. Sanırım sizler de benimle aynı fikirdesinizdir.”

Birbirimize inanmaktan, güvenmekten vazgeçmedik.

Genel Başkanımız Kavlak, emek mücadelesinin içinde olan, onun ateşinden korkmadan, kaçıp kurtulmayı aklıma bile getirmeden, bileğinin hakkı için, yüreğindeki memleket sevdası için, pandemi döneminde gösterdikleri fedakârlıktan dolayı metal işçileri ile gurur duyduğunu ifade ederken, sözlerine şöyle devam etti: “Ülkemiz ve dünyamız zor günlerden geçiyor. Hiç kuşku yok ki modern zamanların en büyük trajedisiyle karşı karşıyayız. Covid-19 denen bu illetin ne zaman başladığı belli ama ne zaman biteceği belli değil. Tünelin ucundaki ışık, bir türlü netleşmiyor. Tam netleşti, artık tünelin ucunu görüyoruz dediğimizde bu sefer de mutasyon denen bir belayla karşılaşıyoruz. Hayatımız virüsler, onların mutantı ve aşı üçgeninde gelip gidiyor. Biliyorum artık yoruldunuz. Hepimiz yorulduk. Maske takmaktan, mesafeli davranmaktan, dezenfektan kullanmaktan ve birbirimize kuşkuyla bakmaktan yorulduk. Eskiden dost meclislerinin konusu hayatımızın sıradan işleriyken, şimdi antikorlarımızı konuşuyoruz. Farkında mısınız alışkanlıklarımız değişti. Kendimizi korumak için gerekenleri yapıyoruz. Örneğin, bir AVM’ye girerken ateşimizi ölçsünler diye otomatik olarak bileğimizi uzatıyoruz. Sokağa çıkarken, otomatik olarak maske takıyoruz, seyahat ederken, HES kodumuzu kontrol ediyoruz.  Ama dostlarım Bazı alışkanlıklarımız hiç değişmedi. Birbirimize inanmaktan, güvenmekten vazgeçmedik. Mücadele etmeyi, direnmeyi, dayanışmayı bırakmadık. Hele, hele birbirimizi özlemekten hiç vazgeçmedik. Ben kendi adıma o kadar çok özlem biriktirdim ki içimde artık taşıyamaz oldum.”

Türk Metal olarak çok önemli bir sınav verdik.

Salgın sürecinde insanların karantina koşulları içinde kendilerini ve sevdiklerini korumak için mücadele verdiğini hatırlatarak konuşmasına devam eden Genel Başkanımız Kavlak, sendikamızın bu süreçte üyeleri için gerçekleştirdiği çalışmalara değinerek şunları söyledi: “Bu zor günlerde sizler gibi biz de durmadık. Uzakdoğu’dan salgın haberleri geldikçe oralarda ekonomilerin, işyerlerinin nasıl etkilendiğini gördükçe hemen önlem almayı düşündük. Daha ilk günlerde henüz kimsenin ne olduğunu bile anlamadığı zamanda harekete geçtik. İleride olabilecekleri düşünerek, karşı karşıya kalabileceğimiz zararları hesaplayarak, önemli bir adım attık. Mart ayının ortalarında ilk kayıpların başlaması ve virüsün hızla yayılması üzerine ilk olarak işveren sendikası MESS ile birlikte ortak bir metne imza atarak üretime ilişkin düzenlemeler yaptık. Bu süreçte biz Türk Metal olarak çok önemli bir sınav verdik. Ve bu sınavdan başarıyla çıktık. Biz bu salgın dönemini en başarılı geçiren sendikayız. İmzaladığımız bu protokol bizi bu süreçte çok rahatlattı. Daha devletimiz herhangi bir karar almamışken biz bu süreçte işçi çıkartılmayacağına ilişkin maddeyi bu anlaşmaya koyarak elimizi güçlendirdik. Hiçbir işyerimizden tek bir arkadaşımız bile işten çıkarılmadı. Yaptığımız anlaşma gereğince arkadaşlarımızın ekonomik bir kaybı olmadı. Herkes ücretlerinin tamamını aldı. Biz rahatsızlıklar başlar başlamaz hemen harekete geçtik. Tamamlayıcı Sağlık Sigortası uygulamamıza bir ek madde koyarak bu nedenle tedavi gören arkadaşlarımızın tek kuruş ödemeden hastanelerden yararlanmalarını sağladık.”

Kıdem tazminatı hakkımıza yönelik bu saldırı karşısında hepimiz birlik olduk.

Genel Başkanımız Kavlak, salgın sürecinde ülke ekonomisinin çok zor bir dönemden geçtiğini ifade ederken, bu süreçte yine işçi haklarına göz dikildiğini, işçilerin kıdem tazminatı yönelik iki çalışmanın gündeme geldiğini dikkat çekerek, “Bu süreçte TÜRK-İŞ topluluğu olarak dik durduk. Mücadele verdik. Kıdem tazminatı hakkımıza yönelik bu saldırı karşısında hepimiz birlik olduk. Az ya da çok, öyle ya da böyle mücadele ettik. Bu saldırıyı şimdilik de olsa geri püskürttük. Bundan sonra da aynı kararlılığı sürdürmemiz gerekiyor. O nedenle bir kez daha tekrar ediyorum. Kıdem tazminatı bizim son kalemizdir. İşçi sınıfının elindeki son tapudur. O tapuyu deldirmeyelim. Namusumuz gibi sahip çıkalım” dedi.

Bu ülkede vergi konusunda en namuslu kesim işçilerdir, emekçilerdir.

Konuşmasının devamında Anayasa çalışmalarına da değinen Genel Başkanımız Kavlak, TÜRK-İŞ olarak, yapılmak istenen değişiklikler ve reformlarla ilgili görüşleri ilgili bakanlıklara açıkladıklarını söyledi. Çalışma, Adalet ve Ekonomi bakanları ile yapılan görüşmelerde çalışanların üzerindeki vergi yüküne de değindiklerini ifade eden Genel Başkanımız Kavlak, “Elbette ki, en çok üzerinde durduğum konu hepimiz için en can alıcı konu olan ücretler üzerindeki ağır vergi yüküydü.  Yıllardır her konuşmamda söylüyorum. Söylemeye de devam edeceğim. Üzerimizdeki vergi yükü her geçen gün ağırlaşıyor. Belimizi büküyor. Bakın 2002 yılında verginin birinci dilimi 16 asgari ücretti. 2008 yılında bu 27 asgari ücrete çıktı. Bugün ne yazık ki yalnızca 7 asgari ücret oranında. Asgari ücretle çalışanlar bile 8. aydan sonra yüzde 20 vergi dilimine takılıyor. Tahsil edilen vergi gelirlerinin çok büyük bir kısmı ücretler üzerinden kesilen vergilerden oluşuyor.  Türkiye’de çalışanların ücretleri daha ellerine geçmeden gelir vergisi kesintisi uygulanıyor. Örneğin 2021 yılı için brüt 3 bin 577 lira olarak belirlenen asgari ücret, gelir vergisi, SSK primi, işsizlik sigortası ve damga vergisi gibi kesintiler sonunda net 2 bin 826 lira olarak ödeniyor. Dolayısıyla asgari ücretle çalışanların aylık gelirlerinin yüzde 21’i henüz ellerine geçmeden devlet tarafından kesintiye uğruyor. 8. aydan sonra, bu oran yüzde 26’yı buluyor. Bu, yüksek ücretlilerde çok daha fazla oluyor. Bizim ortalamamıza göre yüzde 45’e ulaşıyor. Buna bir de yüzde 64’ü bulan dolaylı vergileri de eklediğimizde ücretlilerin ödediği vergi katlanmış oluyor. Bu büyük bir adaletsizliktir.  Haksızlıktır. Anayasamız verginin az kazanandan az, çok kazanandan çok alınacağını söylüyor. Ama ne yazık ki, böyle olmuyor. Her zaman söylüyorum. Söylemeye devam edeceğim. Bu ülkede vergi konusunda en namuslu kesim işçilerdir, emekçilerdir” dedi.

Ölümüne çalıştık.

Genel Başkanımız Kavlak,  bu ülkeyi yönetenlerin de, işverenlerin de emekçilere karşı sorumlulukları olduğu hatırlatarak sözlerini şöyle tamamladı: “Pandemi koşullarında canı pahasına çalışan sizlere bu ülkenin, borcu var. En zor koşullarda devletine sahip çıkan, bedel ödeyen, şehitler veren, bu toprakların çocuklarına herkesin borcu var. Yalnız devletimizin değil, çarkları dönen, üretim rekorları kıran, pandemi sürecinde karlarını ikiye katlayan patronların da sizlere borcu var. Bu öyle kuru kuruya bir teşekkürle geçiştirilecek bir borç değildir. Büyük bir borçtur. Az kaldı. O günler geliyor. Bu borç çok yakında hak ettiğiniz biçimde tahsil edilecektir. Hiç merak etmeyin. İşverenlerimiz, çarkları dönenler, karlarına kar katanlar, sizlere olan borcunu ödeyecektir. Çünkü biz, ölümüne çalıştık. Canımız pahasına çalıştık. Bu sözümü unutmayın. Çünkü bu sonbaharda başlayacağımız toplu sözleşme görüşmelerinde temel sloganımız bu olacaktır. Ölümüne çalıştık.”

***

Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın konuşmasının ardından ise kürsüye çıkan CMS Jant İnsan Kaynakları Direktörü Armağan Akça genel kurul delegelerine başarı dileklerini sunduğu bir selamlama konuşması gerçekleştirdi.

***

Gerçekleştirilen konuşmaların ardından İzmir Şubemizin Faaliyet Raporu genel kurul delegeleri tarafından oybirliği ile kabul edildi. Bu bölümde PFW Havacılık Müzeyyen Acunal ile CMS Jant işyerinden Hikmetullah Ekinci söz alarak birer konuşma yaptı.

***

Genel Kurula katılan misafirler arasında BMC Grup İnsan Kaynakları Direktörü Mahmut Temiz, BMC İnsan Kaynakları Müdürü Murat Gümüş, Cevher Jant Endüstriyel İlişkiler ve İdari İşler Müdürü Melih Yıldırım ile MESS İzmir Bölge Temsilcisi Müşavir Avukatı Uygar Bostancı da yer aldı.

***

Tek liste ile gidilen seçimlerde Şube Başkanlığına Mürsel Öcal, Şube Sekreterliğine Yavuz Güleç, Şube Mali Sekreterliği Erkan Uzun, Şube Teşkilatlandırma Sekreterliğine Mustafa Uğuz ve Şube Eğitim Sekreterliğine Şevket Baran Bulut seçildi.

Alın terinin karşılığını almak, güvenceli çalışma koşulları ve yüzbinlerin dayanışma gücüne sahip olmak için siz de hemen Büyük Türk Metal Ailesine katılın!

Türk Metal'e Üye Ol
Türk Metal'e Üye Ol