MAN TÜRKİYE SENDİKANIN KIYMETİNİ BİLENLERİN ESERİDİR
Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Aslıyüce MAN Türkiye Fabrikası’nda Yeni Neoplan Üretim Üssü Açılış Töreninde konuştu; “MAN Türkiye, sendikanın, örgütlü işçinin, eğitimli, kaliteli, disiplinli işgücünün kıymetini bilenlerin eseridir” dedi.
Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Aslıyüce Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ile MAN Trucks & Bus Şirketinin yönetim kurulu üyelerinin de bulunduğu Ankara’da bulunan MAN Türkiye Fabrikasında Yeni Neoplan Üretim Üssü Açılış Töreninde konuştu. Genel Başkan Yardımcımız Aslıyüce; konuşmasında üretim üssü açılışı yapıldığını belirterek geçtiğimiz kriz dönemini hatırlattı. “O dönemde, MAN Türkiye Yönetimi, işçi çıkarmak yerine, onlara sahip çıkmayı, yeni yaralar açmak yerine, yara sarmayı tercih etti. “Kriz varsa, faturasını beraber öderiz” dedi. Onlara, bu uygar ve hakkaniyetli yaklaşımlarından ötürü teşekkür ediyoruz” dedi. Başta Genel Müdür Sayın Münür Yavuz olmak üzere, MAN Türkiye Yönetimi, umutsuzluğa kapılıp, çarkları durdurmak yerine, yeniden döndürebilmek için çaba harcadı. Fabrikanın çok değerli yönetim kadrosuna teşekkürlerimizi sunuyoruz” diyen Aslıyüce Türk Metal üyeleri için de “Bir teşekkür borcumuz daha var. Aslında, bu sadece benim değil, bu salonda bulunan herkesin borcudur. Kan kusup kızılcık şerbeti içtim diyen, bıçak kemiğe dayandığında bile duruşunu bozmayan, fedakarlıkta sınır tanımayan, bu fabrikaya can veren, hayat katan, o cefakar işçi kardeşlerimize, üyelerimize de teşekkür ediyoruz. Elinize, emeğinize, yüreğinize sağlık diyoruz” dedi.
Aslıyüce dünyada sendika karşıtı ve işçiyi karşısına alan işverenlerden de örnek gösterdi:
Dünyanın her yerinde, işverenle siyasetçiler kol kola girmiş, birlikte işçi haklarını buduyorlar. Dünyanın her yerinde, siyasiler, emeğin ucuzlatılması için işverenin önerdiği yöntemlere evet diyorlar. Emeği ucuzlattıkça ucuzlatıyorlar. Oysa ucuz emek, kısa dönemde belki işverenlere çeşitli avantajlar sağlayabilir. Daha fazla kar getirebilir. Ama emin olun bu, uzun vadede kalitesizlik, verimsizlik, umutsuzluk, mutsuzluk, ekonomik ve sosyal sorun demektir. Kısacası, kriz demektir.
İşverenler açısından emeği ucuzlatmanın en kolay yolu, ne yazık ki, sendikal örgütlenmeye engel olmaktır. Çünkü sendikasız işçi, her türlü güvenceden yoksun emekçi demektir. Dayatılan her koşulu kabul etmek durumunda kalan insan demektir. Onlar, iş kazası denilen cinayetlerde ölen işçilerdir. Onlar, sakat kalan, yaralanan, hasta olan, çalışamaz duruma düşen emekçilerdir. Bütün dünyada iş kazalarının artmasının sebebi budur. Onlar, ay sonunu getiremeyen, ilaç parası bulamayan, yarınından emin olamayanlardır. Bir kez olsun, çok şükür diyemeyenlerdir. Onların tek düşmanı, kâr hırsıdır. Kâr hırsı sadece atölyelere, fabrikalara, işyerlerine bulaşan bir hastalık değildir. Bütün toplumu iliklerine kadar çürüten bir beladır. Onunla mücadeleyi sadece bize, işçilere, sendikalara bırakmayın. Çünkü kâr hırsı, insanlığın ortak düşmanıdır. Gelin, hayatın her alanını, bu beladan arındıralım, bu hastalığın kökünü kazıyalım. Gelin, bize destek verin, hep birlikte daha güzel, daha mutlu, daha adil yarınlar kuralım.
Aslıyüce konuşmasında MAN Türkiye İşyerinin işçiyle el ele bir iş yeri olduğunu da şu sözlyerle ifade etti:
Kalkınma, büyüme, yatırım, hak, hukuk, adalet... Bunlar, sosyal miyoplara göre değildir. Çünkü onlar, sadece kendi çıkarlarını görür, İnsanı değil, sömüreceği emeği görür. İnsanı görmek için, vicdan gerekir, insanlık gerekir. Burası, MAN Türkiye... Burası uzağı görebilenlerin yeridir. MAN Türkiye, dünyaya, Türkiye'ye sağlıklı bakabilen gözlerin eseridir. MAN Türkiye, sendikanın, örgütlü işçinin, eğitimli, kaliteli, disiplinli işgücünün kıymetini bilenlerin eseridir.
Aslıyüce Türk Metal’in öneminden de bahsetti. Türk Metal’in sendikal anlayışı hakkında da bilgi verdi:
Dikkatinizi bir şeye çekmek istiyorum. Türkiye'deki en büyük 10 sanayi kuruluşundan 8'inde Türk Metal var. Sizce, bu bir tesadüf olabilir mi? Bu bir rastlantı olabilir mi? Değil... Elbette değil... Bu, Türk Metal’in farkıdır. Bu, Türk Metal üyesinin farkıdır. Çünkü bizim, ne istediğimiz bellidir. Biz Türk Metal olarak, niyetimizi dünya aleme ilan ettik. Slogan yaptık, haykırdık. Dedik ki: Üretmek kazanmak kazandırmak istiyoruz. Bu söz, bir ortaklık ifadesidir. Sosyal taraflarından birinin, diğerine verdiği değerdir. Biz, emekle sermayeyi, üretim sürecindeki sosyal ortaklar olarak algılarız. Sadece algılamakla da kalmaz, bunun gereğini yerine getiririz. Sonuna kadar çalışır, alınteri döker, kaliteli üretir, verimlilik rekorları kırarız. Bunlar bizim sözümüzdür, biz, sözümüzü yerine getiririz. Ancak sonra da adalet isteriz. Kazanılandan hakça payımızı isteriz. Ne bir kuruş eksik ne bir kuruş fazla, sadece hakkımızı isteriz. Kısacası, insanca çalışıp, insanca yaşamak isteriz. Tüm istediğimiz budur! İnsan onuruna yakışır bir iş ve bir yaşam… İstediğimiz, bu kadar basit ve bu kadar yalındır. Ama ne kadar samimi ve insani olursa olsun, bu talebimiz her zaman karşılık bulmaz. Ama bulduğunda, bir olur, birlik oluruz. Üretim olur, kalkınma oluruz. Sınırları aşar, evrensel oluruz. Hep birlikte, MAN Türkiye oluruz.
Toplantıya çok sayıda davetli katıldı. 800 yerli ve yabancı misafir bulunduğu törene Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Man Trucks ve Bus AG Ceosu ve MAN Türkiye AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Carsten Intra, MAN Trucks & Bus Yönetim Kurulu üyesi ve Genel Satış ve Pazarlama Sorumlusu Heinz-Jürgen Löw, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Ersan Aslan; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ramazan Yıldırım; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yunus Emre Karaosmanoğlu; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürü V.Prof.Dr. İbrahim Kılıçaslan; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bilim ve Teknoloji Genel Müdürü Doç. Dr. Cevahir Uzkurt Bilim; Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar; Bölgenin mülki idari amirleri ve Ankara 3 Nolu Şube Başkanımız Nihat Zengin ve çok sayıda davetli katıldı.
