TOFAŞ EMEKÇİLERİNDEN GÖVDE GÖSTERİSİ
TOFAŞ EMEKÇİLERİNDEN GÖVDE GÖSTERİSİ

TOFAŞ emekçileri ile bir araya gelen Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ı, TOFAŞ emekçileri attıkları sloganlar ve yoğun sevgi gösterileri ile bağrına bastı. Kongrenin yapıldığı salona TOFAŞ emekçileri damgasını vurdu.


TOFAŞ Şubemizin 1. Olağan Genel Kurulu, 1 Ekim 2016 tarihinde Atatürk Kültür ve Kongre Merkezinde yapıldı. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın TOFAŞ ve Renault işyerleri ile ilgili önemli mesajlar verdiği konuşması sık sık alkışlarla ve sloganlarla kesildi. Türk Metal’i hedef alan, Türk işçisine kurulan kumpasları anlatan Genel Başkanımız Kavlak, TOFAŞ ve Renault emekçilerine seslenerek: “Türk işçisi artık, bir dünya markasıdır. Türk işçisiyle; kalitede, disiplinde, çalışkanlıkta yarışacak kimse yoktur. Onun için bu güzelliği bozmaya çalışıyorlar. Onun için de hep belden aşağı vuruyorlar. Türk işçisine kumpas kuruyorlar. Onun için tüm Türkiye’nin umudu sizsiniz. Tüm işçi sınıfının, işçinin, emekçinin, memurun, köylünün herkesin ama herkesin umudu sizsiniz.  Türkiye’de biri bir şey yapacaksa o sizsiniz. Türkiye’de biri bir hak alacaksa o sizsiniz. Türkiye’de biri işçinin yüzünü güldürecekse o sizsiniz” dedi.

Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın konuşmasında satırbaşları;

TOFAŞ sıradan bir işyeri değil, Türk Metal’in kalesidir.

“Geçen yıl olaylar tırmandığında… En kritik zamanlarda bile TOFAŞ’la ilgili hiç endişem olmadı. Merak edenlere hep aynı şeyi söyledim, merak etmeyin dedim. Ben TOFAŞ işçisine, Tofaşlı Türk Metal’cilere güveniyorum dedim. Güveniyorum, çünkü TOFAŞ sıradan bir işyeri değil Türk Metal’in kalesidir, kalesi dedim. Hepsine aynı cevabı verdim. Beni yanıltmadınız. Mahcup etmediniz. Sizler, Tofaş çalışanları Türk Metal’in yiğit üyeleri herkesten sağlam durdunuz. En kötü günde bile bize destek verdiniz. Sendikanıza olan güveninizi, inancınızı kaybetmediniz. Kararlı oldunuz. Kaya gibi dimdik durdunuz. Beni hayal kırıklığına uğratmadınız. Size duyduğum güveni boşa çıkarmadınız. Dünya âleme gösterdiniz. Yeniden ayağa kalkmanın bir ve beraber olmanın destanını yazdınız. Hepinize en içten duygularımla teşekkür ederim”.

Büyük resmin, büyük aktörü sizsiniz.

“Siz, sadece Türk Metal’in kalesi değilsiniz. Siz Türk işçisinin, onun kalitesinin, çalışkanlığının, disiplininin somutlaşmış halisiniz. Bakın Paris’te bir otomobil fuarı var. Dünyanın gözü orada… Orada ne varsa gıpta edilen, beğenilen, özenilen, emsal olarak gösterilen ne varsa hepsi Türkiye’den… Hepsi Türk işçisinin emeğinden… Türk işçisi artık, bir dünya markasıdır. Dünya’ya damgasını vurmuştur. Türk işçisiyle; kalitede, disiplinde, çalışkanlıkta yarışacak kimse yoktur. Bizim bileğimizi bükecek başka bir güç yoktur. Artık otomobilde bir proje olacaksa içinde mutlaka ve mutlaka Türk işçisi olacaktır. Bunu herkes biliyor. Onun için bu güzelliği bozmaya çalışıyorlar. Onun için de hep belden aşağı vuruyorlar. Türk işçisine kumpas kuruyorlar.

Geçen yıl ki olayların niye çıktığını anlamayanlar belki şimdi anlarlar. Türkiye’ye yatırım akarken. Türkiye sizin sayenizde Avrupa’nın, Dünya’nın üretim merkezi olurken… Niye uluslararası kredi kuruluşlarının notumuzu düşürdüğünü belki şimdi anlarlar. Bugüne kadar anlamayanlar niye yabancı sendikaların her gün Türkiye’de cirit attığını, Türk Metal aleyhine her türlü oyunun arkasında olduğunu belki şimdi anlarlar. Türkiye’nin ekmeğini yiyip… Projelerin başka ülkelere gitmesi için uğraşanları belki şimdi daha iyi tanırlar. Onun için ayrıntılar değil büyük resim önemlidir. Büyük resmin büyük aktörü sizsiniz. Bu sizin başarınızdır. Düşmanı korkutan dosta güven veren bu başarıdır. Bakın Tofaş’a… Zor günlerde bile üretim rekorları kırdı. Tarihinde ilk kez tam kapasite çalışıyor. Piyasa birinciliğine oynuyor, ürün yetiştiremiyor. Ama piyasa sadece bir markayı değil. Sizin, o markayla özdeşleşmiş kaliteli emeğinizi talep ediyor. Türkiye, sizinle tüm engelleri aşıyor. Otomobil sektörü başarıya koşuyor. Rekor üstüne rekor kırıyor. İyi ki varsınız, iyi ki varsınız. Ne mutlu sizinle olana, ne mutlu Türk Metallilere…”

Renault Şubemizin açılmasına az kaldı

“Tofaş'lılar için sözümüzü tuttuk. Şubemizi açtık. Şimdi sırada Renault var. Renault için de söz vermiştim. Hatırlayın, Çoğunluğu sağladığımız gün Renault’a özgü Emek Şubesi’nin kuruluşu için seçim takvimini açıklayacağız demiştim. Buradan müjdeliyorum. O gün de geliyor. Çok az kaldı. Zamanı daha da kısaltmak Renault işçisinin elinde… Gelin yeniden Türk Metal deyin. Gelin Emek Şubesi için yapılabilecek en demokratik, en şeffaf seçimi yapalım. Gelin, aday olun. Gelin, daha fazla zaman kaybetmeyin. Daha fazla zaman kaybetmeyelim. Yeniden kol kola girelim. Bursa’da, emeğin çelikten kalesini yeniden inşa edelim. TOFAŞ ve Renault işçisi yeniden kol kola girsin, yeniden yollara düşsün, alanları doldursun. Yeniden birlikte mücadele etsin. Ben inanıyorum. Çok yakında bir ve beraber olacağız. Hani videoda Yakup kardeşim diyor ya, özledik diye… Aynen öyle… Özledik be kardeşim, özledik. Sizleri özledik. Daha ne diyeyim. Renault’u, Ford’u, Bosch’u, TOFAŞ’ı hep birlikte omuz omuza kavga etmeyi, kol kola girip mücadele etmeyi özledik”.

Arkalarına bakmadan gidecekler.

“Bunların adlarının farklı olmasına bakmayın. Bunlar aslında tek yumurta ikizleridir. Biri şıracı, öteki bozacıdır. Biri hokkabaz, öteki madrabazdır. Biri sağdan, öteki soldan saldırır. Ama ikisi de birdir ve aynıdır. Biri neyse öteki de odur. Bakın, örnek vereyim. Sizin işyerinize TOFAŞ’a saldıran hokkabazları biliyorsunuz. Biz Erdemir’de örgütlüyüz. Onlar İsdemir’de örgütlülerdi. İkisi de aynı gruba bağlı, aynı ürünü üreten, aynı işi yapan işyerleri… Ama Erdemir işçisi, İsdemir işçisinin en az iki katı ücret alıyor. Nasıl oluyor bu? Çünkü Erdemir’de biz varız. İsdemir’de onlar… Bakın, biz, dört yıl önce Erdemir’de yüzde 11 aldık. Bunlar bize çamur attı. İsdemir’de yüzde elli cebimde ama yüzde 75 alacağım deyip işçi greve çıkardı. Ama sonunda, yüzde 11’e imza attı. Hem de grev sonunda bizimle aynı sözleşmeye imza attı. Bunlar böyle beceriksiz, böyle yeteneksiz adamlar. Sadece bunlar değil, ötekiler de aynısı…

Madrabazın da bu hokkabazdan farkı yok. Onlar da Asil Çelik’te 9 ay grev yaptılar. Üç yıllık sıfır sözleşmeye imza attılar. Hatırlayın iki yıl önce MESS sözleşmesinden sonra güya greve çıkacaklardı. Sonra apar topar Bakana gidip grevin ertelenmesi için yalvardılar. Bunları ben söylemiyorum. Kendi Genel Sekreter yardımcıları yazıyor. Kimse de yalanlamıyor. Bunların her şeyi sahte, grevi bile sahte… Bunların oyunları işçiye attıkları kazıklar bitmez. Bakın Renault’taki madrabazlar, Bosch’ta kazanamayacaklarını bile bile yetki davası açarak Bosch işçisini 38 ay mağdur ettiler. Kimse şaşırmasın ben bunları iyi tanıyorum. Bunların, hak, hukuk dertleri yoktur. Tek dertleri aidattır. Öteki de aynısı… Onlar da İsdemir’de aynısı yapıyor. Şu anda tam 4 yıl oldu. 48 aydır mahkemedeyiz. Kaybedeceklerini bile bile yetki sürecini yargıya taşıdılar. Mahkemede kaybettiler ama hep itiraz ettiler. Her bir itiraz süreci aylar sürüyor arkadaşlar, aylar. Ama korkunun ecele faydası yok. Bosch’ta nasıl arkalarına baka baka gittilerse İsdemir’de de gidecekler, Renault’ta da gidecekler”.

Bizim kimseye ama hiç kimseye bir küskünlüğümüz, bir kırgınlığımız yok…

“Ben, bir suçlu aranacaksa önce kendimden başlarım. Olaylara samimi duygularla katılan arkadaşlarımın, haklı tarafları yok muydu? Haklı talepleri yok muydu? Elbette vardı. Hem de çok vardı. Özellikle Renault’ta ve Tofaş’ta yıllar içinde yavaş yavaş ortaya çıkan bir anda göremediğimiz bürokratik sendikacılık o arkadaşlarımızı küstürmüş, tatile gidemeyen üzülmüş,  eğitime gidemeyen kırılmış, selam alamayan darılmış. Bunlar doğru. Ama önlemi aldık, alıyoruz. Bakın, bu ciddi bir sorundu. Bunu bir anda görmemek bizim hatamızdı. Olaylarda bu hastalığı en acı biçimde saptadık ve gereğini yaptık. Asla pansuman yapmaya niyetlenmedik. Neşteri vurduk. Hastalığı kökünden kazımak için ne gerekiyorsa yaptık. İşte bu Genel Kurul bu tedavinin en somut göstergesidir. Tofaş’ta artık yeni şube, yeni yönetim, yeni anlayış olacak. Nerede bu hastalık varsa oraya neşteri vurduk. Vurmaya da devam ediyoruz. Renault’ta da vurduk. Onun için herkese Tofaş’taki Renault’taki arkadaşlarıma sesleniyorum: Bizim kimseye ama hiç kimseye bir küskünlüğümüz, bir kırgınlığımız yok. Olmadı, olamaz. Gelin yeni şubenizi siz belirleyin, yeni yönetimi siz seçin, yeni bir anlayışla yola devam edelim. Daha çağdaş, daha adil, daha iyi bir şube için taşın altına elinizi koyun. İsteyen herkes aday olsun. Sandıktan kim çıkarsa şubeyi o yönetsin. Sözüm söz”.

Sizler tüm Türkiye’nin umudusunuz.

“Bir musibet bin nasihatten iyidir demişler. Gerçekten öyle… Geçen yıl yaşadığımız olaylar bazı fark etmediğimiz sorunların ortaya çıkmasını sağladı. Gerçeklerle yüzleşmemize olanak verdi. Bu açıdan bizim için hayırlı olmuştur. Yetkili olduğumuz 680 işyerinden Renault dışında çoğunluk sorunumuz olan yer kalmadı. Arkadaşlarımız uyarısını yaptı. Biz uyarıyı aldık. Gereken dersi aldık. Gereğini yaptık. Hepsiyle yeniden barıştık. Şimdi, inanın, eskisinden çok daha güçlü yola devam ediyoruz. Çünkü hepimiz bu süreçte birliğimizin, beraberliğimizin kıymetini daha iyi anladık. Belki farkında değilsiniz ama bu birlik ve beraberlik bizim en kıymetli hazinemiz. Bizi, biz yapan budur. Önümüzdeki kritik süreçte bizim en büyük gücümüz budur. Bu güce çok ihtiyacımız olacak. Birlik ve beraberlik bizim en önemli silahımız olacak. Çünkü bizim, bizden başka kimsemiz yok. Siz… Sadece Türk Metal üyelerinin hatta sadece metal işçilerinin değil. Tüm Türkiye’nin umudusunuz. Tüm işçi sınıfının, işçinin, emekçinin, memurun, köylünün herkesin ama herkesin umudu sizdedir.  Türkiye’de biri bir şey yapacaksa o sizsiniz. Türkiye’de biri bir hak alacaksa o sizsiniz. Türkiye’de biri işçinin yüzünü güldürecekse o sizsiniz. Sizinle yan yana yürümekten, size liderlik etmekten, sizinle birlikte mücadele etmekten onur duyuyorum. Gurur duyuyorum.”

Nereye giderlerse gitsinler peşlerindeyiz.

“Geçen hafta ben bunlara bu resti çektim. Hodri meydan dedim. Şimdi bunlar başlarına geleceği anladı. Onun için yangından mal kaçırır gibi sözleşme yapmaya başladılar. Öyle bir paniğe kapıldılar ki tatildeki fabrikanın sözleşmesini bitiriyorlar. Mesela İzmir’de Mahle’de sözleşmeyi iki gün önce bitirdiler. Ne aldılar biliyor musunuz? Yıllık bağladılar, bir yıl için 12,6 aldılar. Tekrar söylüyorum: Bir yıl için 12,6. Bu 12,6’nın bir yıllık karşılığı kıdemsiz işçiler için 50 kuruş, kıdemli işçiler için 1 lira 20 kuruş anlamına geliyor. Sadece bu kadar aldılar. Be hey utanmazlar Be hey arlanmazlar, bu mu işçiye layık gördüğünüz artış. Hani uçuyordunuz, kaçıyordunuz. Biz olmasak iyi sözleşmeler yapıyordunuz. İt, kağnının gölgesinde gidiyormuş kendi gölgesi sanıyormuş. Şimdi kim bilir ne mazeret üreteceksiniz. Ama bilin ki sizin ayıbınızı örtecek bir mazeret daha icat edilmedi. Siz, sendikal mücadelesinin yüz karasısınız. Siz, emek hırsızısınız. Ama kaçmak yok peşinizdeyiz. Nereye giderseniz gidin peşinizdeyiz. Siz pes diyene kadar işçinin sırtından ininceye kadar pes etmeyeceğiz. Sizinle mücadele edeceğiz. Sonu kadar edeceğiz.”

 

TOFAŞ Şubemizin 1. Olağan Genel Kurulunda Divan Başkanlığına Genel Başkanımız Pevrul Kavlak seçilirken, Divan Başkan Vekilliklerini Genel Başkan Yardımcımız Yücel Yücel ile İstanbul Anadolu Yakası Şube Başkanımız Halil Erdal yürüttü.

 

TOFAŞ Üretim Direktörü Recep Temizesen, TOFAŞ Endüstri İlişkileri Müdürü Cem Temizarabacı, TOFAŞ Kalıp-Pres Müdürü Fırat Turgay, TOFAŞ Gövde Üretim Müdürü Ahmet Çetin, Bursa Nilüfer Belediyesi Başkan Vekili Lütfü Güvenç, Cemtaş İnsan Kaynakları Müdürü Cem Beyaz, Genel Başkan Yardımcımız Mesut Gezer ve TÜRK-İŞ 8. Bölge Temsilcisi Sabri Özdemir katıldığı genel kurula çok sayıda davetli ve üyemizde katıldı.

 

Tek aday listesinin olduğu genel kurulda Şube Başkanlığına Şakir Can, Şube Sekreterliğine Ömürlü Bayram, Şube Mali Sekreterliğine Mesut Kaya, Şube Teşkilatlandırma Sekreterliğine İlhan Köse ve Şube Eğitim Sekreterliğine Mustafa Molla seçildiler.

Alın terinin karşılığını almak, güvenceli çalışma koşulları ve yüzbinlerin dayanışma gücüne sahip olmak için siz de hemen Büyük Türk Metal Ailesine katılın!

Türk Metal'e Üye Ol
Türk Metal'e Üye Ol