Bursa Emek Şubemizin 1. Olağan Genel Kurulu 29 Nisan 2017 tarihinde Bursa Podyumpark Yaşam Merkezi Davet Salonu’nda yapıldı. Genel Kurulda açılış konuşmasını yapan Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, salonda ve televizyonlarının başında genel kurulu izleyen binlerce metal işçisine seslenerek, “Türk Metal, bütün emekçiler için umut ışığıdır. Hepimizin son kalesidir. Gözbebeğimizdir. Öyle sahip çıkmamız gerekir. Ne yaparsak yapalım, mutlaka sendikamıza, birliğimize, beraberliğimize sahip çıkalım” dedi. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın Renault işyerindeki yaşanan süreç ve gelinen son durum ile ilgili önemli açıklamalar yaptığı konuşması Bursa Olay TV’den canlı olarak yayınlandı.
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın Bursa Emek Şubemizin 1 Olağan Genel Kurulunda yaptığı konuşmasından satırbaşları;
Renault yeniden Türk Metal dedi
“Şimdi, eğri oturup doğru konuşalım. Tamam, belki hatamız vardı. Ama hiç yalanımız olmadı. Size hiç yalan söylemedik. İlk gün saatlik ücretlerde artış istediğinizde biz, olmaz dedik. Çünkü eğer toplu iş sözleşmesi dışında bir artış alırsak, işverenin de krize girdiğinde, karı azaldığında, zora girdiğinde indirim yapmasının önü açılır, olmaz dedik. Ama devreye giren başkaları size ne dedi? Alırız. Söke söke alırız dedi. Peki, onca eylem oldu? Saatlik ücretlere tek bir kuruşluk zam alınabildi mi? Alınamadı. Alamazlar. Bu sahtekârlar size, temsilci seçimi yapacağız dedi. Biz ne dedik? Biz yetkiliyiz, bunu yapmak hukuken de, fiilen de mümkün değil dedik. Ve sizi uyardık: Eylemlerin yöntemi doğru değil, sizi ateşe atıyorlar dedik. Dedik mi? Dedik. Dedik ama kimseye dinletemedik. Peki, temsilci seçimini yapabildiler mi? Yapamadılar. Peki, ne yaptılar? Tam 596 arkadaşımızın canını yaktılar. Onları aç açıkta bıraktılar. Bunca yıllık emekleri heba oldu. O gün Renault bizim, çoğunluk bizde diyen sahtekârlardan bir ses duyan oldu mu? Olmadı. Olmaz. İşten atılan arkadaşlarımızın birçoğuna yine biz sahip çıktık. Bu arkadaşlarımızın çoğuyla görüştüm. Sahtekârlar, açtıkları davalardan % 25 komisyon isterken, Biz, bize vekâletini veren arkadaşların, Mahkeme masraflarını üstlendik. Zor durumda olanlara iş bulduk. Hepsi arkadaşınız, sorabilirsiniz. Biz bunları yaptık ama bu ahlaksızların bu vicdansızların sesi bile çıkmadı. 2017’yi beklemek zorundayız. Yapabilecek bir şey yok dediler. Bu sahtekârlar, tutunacak hiçbir dalları kalmayınca yalanın en adisine başvurdular. Sizi korkutmak için dediler ki, Türk Metal gelirse, sizi işten attıracak. Bunlara inanıp da, beni arayanlar da oldu. Buna bile inananlar olduğuna göre demek ki aramızdaki güven bağı gerçekten bu kadar sarsılmış. Bakın ben bugüne kadar evine helal lokma götüren tek bir işçi kardeşimin ekmeğiyle oynamadım. Bundan sonra da oynamam. Oynayanın Allah belasını versin. Bu kadar açık, bu kadar net... Ama bu yalanı söyleyen alçaklara bir sorun Rezil sözleşmelerine itiraz etti diye İnsanları işinden ettiler mi etmediler mi? Bütün temsilcileri işten attırdılar mı attırmadılar mı? Bir sorun onlara, hepiniz buradasınız, hepiniz şahitsiniz. Renault’ta yetkiyi aldık. Hem de öyle böyle değil, 30 kişi hariç tüm Renault yeniden Türk Metal dedi.”
Önceliğimiz sizin işiniz, aşınız, ekmeğinizdir.
“Tanımayanlar için kısaca anlatayım. Benim sendikal mücadelede önceliğim iş güvencesidir, işin devamlılığıdır. Çoluk çocuğun rızkını garantiye almak, işi, aşı, ekmeği sağlama bağlamaktır. Bağladım mı? Evet bağladım. Kimse aksini söyleyemez. İstatistikler ortada... 2009’da genel başkan olduktan sonra örgütlü olduğumuz işyerlerinde tarihin en az işten çıkarmaları oldu. Aranızda eski günleri bilenler vardır. Ne oluyordu? Sözleşme imzalanıyordu. Sonra işveren yüksek ücretli işçiyi işten çıkartıyor. Onun yerine işe giriş ücretiyle işçi alıyordu. Birçoğumuz sözleşmeyle aldığını ağız tadıyla yiyemiyordu. Kimse ama hiç kimse yarınından, işinden, aşından emin değildi. O günlerden bu günlere geldik. Peki, kolay mı geldik? Hayır. Emin olun, hiç kolay olmadı. Çok mücadele ettik. Bu müfterilerin söylediği gibi, bırakın işten attırmayı mesaimin büyük bölümünü bir kişinin bile işten atılmaması için harcadım. Bundan hiç vazgeçmedim. Bundan sonra da vazgeçmem. Benim önceliğim sizin işiniz, aşınız, ekmeğinizdir.”
Bunlar, işçinin cebine girecek fazla zamma itiraz ettiler
“Bunlar, bugüne kadar bizim gölgemizde sendikacılık yaptılar. Hani, it kağnı gölgesinde yürürmüş de, ne büyük gölgem var dermiş ya, o misal, Bunlar da bizim sayemizde ne elde ettilerse kendi başarıları diye işçiye pazarladılar. Ama sonunda takke düştü kel göründü. Bakın geçtiğimiz aylarda bunları araya aldık. Önde de bizim sözleşmelerimiz vardı. Arkada da hodri meydan dedik. Açık açık televizyonlardan ilan ettik. Hadi bakalım öndeki sözleşmeleri geçebiliyorsanız, geçin dedik. Olmaz ya geçebilirseniz. Sonraki sözleşmelerde sizden daha yüksek almayan, sizden beter olsun dedik. Günü geldi. Biz Erdemir’de masaya oturduk. Saatlik ücretlere 2 lira 20 kuruş zam aldık. Bu, aylık 660 lira zam demek. Sosyal haklarda, üçlü pakette aldıklarımızı bırakın siz sadece 660 liranın üzerine çıkın geçebiliyorsanız geçin dedik. Boyunuzun ölçüsünü görelim. Halep oradaysa, arşın burada dedik. Ne oldu? Bekart’ta greve gittiler. Estiler, gürlediler. Ama sadece 15 gün dayanabildiler.
Sonra kuzu kuzu gidip, İşverenin verdiği %11’e imza attılar. Dikkatinizi çekerim. Öyle 6 aylık falan değil, yıllık %11’e imza attılar. İtiraz eden temsilcileri de, aynı gün işten attırdılar. MESS gibi EMİS’te de bunlar gibi bizim de işyerlerimiz var. Aynı zamanda sözleşme için masaya oturduk. Bunlar o kadar kavga gürültüye rağmen EMİS’ten ancak 1 lira 20 kuruş, artı %7 aldılar. Biz sadece Türk Metal’in gücünü masaya getirerek aynı işverenden, aynı sözleşme için 1 lira 25 kuruş, artı %8 aldık. Aynı koşullar, aynı işveren... Her şey aynı ama aldığımız zam farklı. Bu durumda, adam olan ne yapar? Bükemediği bileği öper. Peki, bunlar ne yaptı? Bizim sözleşmemizin iptal edilmesini istedi. İşçinin cebine girecek fazla zamma itiraz etti.”
Bir kuruş fazla almak için bedel ödememiz gerekirse, gözümü kırpmadan öderiz
“BOSCH sözleşmesini imzalarken herkes beni uyardı: Renault’ta, Tofaş’ta, Ford’da sorun çıkar dediler. Çıksın dedim. Artık buradan geri dönüş yok dedim. Fırsatını bulmuşum. İşçinin mağdur edilmesinde payı olan BOSCH yönetimini yakalamışım. Punduna getirmişim, ümüğüne çökmüşüm, rakamı almışım. Ne yapacaktım? Sorun çıkmasın diye masada mı bırakacaktım? 1600 kişiye iyileştirme yapmışlar, onları geri mi verseydim? Geçenlerde size de iyileştirme yapıldı, asla itiraz etmedim. Etmem. Kimse benden bunu beklemesin, yapmam. Hatırlayın olayların başında da işveren veriyor da sendika istemiyor diye bize iftira atmışlardı. Böyle bir şey olabilir mi? Niye istemeyeyim? Üyemizin cebine giren her kuruş bizi sevindirir. Onun için, BOSCH sözleşmesinde masada ne varsa aldım. Bir an bile tereddüt etmedim. Dün de aldım, bugün de alırım. Bunun için bir bedel ödeyeceksem, bedel ödemeye hazırım dedim. Sizin için de bir kuruş fazla almak için bedel ödemem gerekirse emin olun, gözümü kırpmadan öderim. Peki, şimdi size soruyorum: onca olaydan sonra en çok kim mağdur oldu? Evet, siz oldunuz. Renault işçisi oldu. Ama sadece siz olmadınız. Türk Metal de oldu. Biz de olduk. Hepimiz mağdur olduk. Gerçek bu. Çok zaman, çok kaynak kaybettik. Asıl önemlisi birbirimize olan güvenimizi zedeledik. Ama ben bir şeye inanırım. Öldürmeyen yara bizi güçlendirir. Sınanmış dostluk, kardeşlik olur. Biz sınavdan geçtik. Alnımızın akıyla bu sınavdan geçtik. Emin olun. Artık hiçbir kuvvet bizi yenemez. Kimse bizim bileğimizi bükemez, sırtımızı yere getiremez. Allah birliğimizi, beraberliğimizi bozmasın.”
Şimdi çok daha güçlü, dinamik ve sağlıklı bir yapıya sahibiz
“Dedik ya burada her şeyi konuşacağız. Yarayı son kez deşip, tüm sorunları geride bırakacağız diye. En başında söyledim. Bizim de hatalarımız, eksikliklerimiz vardı. Suçu sizin üzerinize atıp, biz yapacağımızı yaptık deyip kenara çekilmedik. Biliyorduk ki, itirazınızın altında başka gerekçeler de vardı. Bunları tespit etmek için hemen harekete geçtik. Buradan açık açık söylüyorum. Özellikle kurumsal işyerlerindeki bürokratik tip sendikacılığın, bu hastalığın bizim şubelerimize de sıçradığını o zaman fark ettik. İkiye katlanan üye sayımıza rağmen şube sayımızın aynı kalması nedeniyle profesyonellerin iş yükünün çok arttığını geç fark ettik. Renault’ta üye ile şube arasına mesafe girdiğini, iletişimin koptuğunu, sorunlarla ilgilenilmediğini geç fark ettik. Ama bakın fark ettiğimiz anda gereğini yerine getirdik. Anında cevap verdik. Anında düzeltmeye gittik. Denetim mekanizmalarını devreye soktuk. Yetersiz kalanların, yorulanların yerine yeni arkadaşlarla yola devam ettik. Daha aktif bir sendikal yapı için büyük işyerlerine özgü şube açmaya karar verdik. Tofaş’ta daha önce açtık, Renault’ta da şimdi açıyoruz. Başka şubeler de açacağız. Hatırlayın 700’e yakın işyerinde temsilci seçimine gittik. Tam 180 bin üyemiz seçimde oy kullandı. Herkes özgürce aday oldu. Renault’ta da delegelik için 1300’den fazla arkadaşımız aday oldu. Kimse kimseye karışmadı. Herkes özgürce çalışması yaptı. Tek bir şaibe olmadan seçim yaptık. Herkes istediği adayı seçti. Belki kimse fark etmedi ama bunlar, örgütsel yapımızda devrim gibi değişikliklerdi. Şimdi çok daha güçlü, çok daha dinamik, çok daha sağlıklı bir yapıya sahibiz. Bunu sizin sayenizde başardık. Sorunları bu olaylar sayesinde fark ettik. Bunun için sizlere teşekkür ederim.”
Bursa Emek Şubemizin 1. Olağan Genel Kurulunda Divan Başkanlığına Genel Başkanımız Pevrul Kavlak seçilirken, Divan Başkan Vekilliklerini Genel Başkan Yardımcımız Yusuf Ziya Odabaş, Genel Mali Sekreterimiz Uysal Altundağ ile Kocaeli Şube Başkanımız Yakup Yıldız yürüttü.
Oyak Renault İnsan Kaynakları ve Endüstriyel İlişkiler Departmanı Müdürü Neslihan Akkozak, Oyak Renault Endüstriyel İlişklier Şefi Ömer Başaran, TÜRK-İŞ Bölge Temsilcisi Sabri Özdemir, UAMİF Genel Sekreteri İsmail Dursun, Genel Başkan Yardımcımız Mesut Gezer’in katıldığı genel kurula çok sayıda davetli ve üyemizde katıldı.
Tek aday listesinin olduğu genel kurulda Şube Başkanlığına Nizamettin Bilik, Şube Sekreterliğine Recai Gündoğdu, Şube Mali Sekreterliğine Cengiz Kapcan, Şube Teşkilatlandırma Sekreterliğine Öner Köksal ve Şube Eğitim Sekreterliğine İlkay Bayırlı seçildi.