GENİŞLETİLMİŞ TEMSİLCİLER MECLİSİMİZ ANKARA’DA TOPLANDI!
Genişletilmiş Temsilciler Meclisimiz, MESS’e bağlı işyerlerinde görev alan 650’nin üzerinde işyeri sendika temsilcimizin katılımıyla 24 Aralık 2019 Salı günü Anadolu Hotels Esenboğa Thermal’de toplandı. Genişletilmiş Temsilciler Meclisimiz Genel Başkan Yardımcımız Uysal Altundağ’ın açılış konuşması ile başladı. Genel Başkan Yardımcımız Altundağ, Temsilciler Meclisi programının detayını ve amacını belirttiği konuşmasında; “Birazdan çalıştay düzenine geçerek, çalışmalarımıza başlayacağız. Uyuşmazlık sürecindeki yol haritamızı belirlemek için düzenlediğimiz bu programı, sizlerin de katkısıyla en verimli şekilde tamamlayacağımıza inanıyorum. Bugün sizlerin görüş ve önerileri ile oluşturulacak raporu yönetim kurulumuza sunarak, uyuşmazlık sürecinde izleyeceğimiz yol haritamızı belirleyeceğiz.” dedi.
***
Genel Başkan Yardımcımız Altundağ’ın konuşmasının ardından temsilcilerimiz, 11 ayrı gruba ayrılarak MESS sürecinde izlenecek adımları tartışmak üzere çalışmalarına başladı. Temsilcilerimiz, uzun tartışmalar ve müzakerelerden sonra MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi sürecine ilişkin görüş ve önerilerini şekillendirip, süreç ile ilgili görüş ve önerilerini yazılı bir rapor haline getirdiler.
***
"Şimdi sıra, en iyi yaptığımız işe yani mücadele etmeye geldi."
Genişletilmiş Temsilciler Meclisimizin ikinci bölümünde kürsüye Genel Başkanımız Pevrul Kavlak çıktı. Genel Başkanımız Kavlak, MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi sürecinde artık mücadele dönemi geldiğimize dikkat çekerek başladığı konuşmasında; “Sözleşme sürecinin tamamını düşündüğümüzde, belki de işin en kolay aşamadayız. Çünkü sıra, en iyi yaptığımız işe yani mücadele etmeye geldi.” dedi ve konuşmasına şöyle devam etti: “Biz müzakere masasına bütün iyi niyetimiz birlikte oturmuştuk. İki gerçeği de hiç aklımızdan çıkarmıyorduk. Bunlardan ilki kendi gerçeklerimizdi. Yani içinde bulunduğumuz acımasız yaşam koşullarıydı. Her geçen gün eriyen ücretlerimiz gün geçtikçe pahalanan hayatın ta kendisiydi. Biz kendi gerçeklerimizi iyi biliyoruz. Ne kadar ürettiğimizi, nasıl kaliteli ürettiğimizi, gece gündüz demeden nasıl fedakârca çalıştığımızı, işyerimize nasıl sahip çıktığımızı, üretim ve ihracat rekorları kırdığımızı ve bütün bunların üstesinden gelirken nasıl bir yaşam kavgası verdiğimizi, bunların hepsini ama hepsini iyi biliyoruz. İkinci gerçeğimiz ise Türkiye’nin gerçekleri biz onları da iyi biliyoruz. Gıdadaki enflasyonu, eğitim ve sağlıktaki enflasyonu, kiradaki, enerjideki, ulaşımdaki enflasyonu da biliyoruz. Öyle, Türkiye İstatistik Kurumu’nun nereden çıktığı belli olmayan rakamlarını değil, biz Türkiye’nin gerçek rakamlarını, çarşının, pazarın, sokağın gerçeğini de biliyoruz. İşte biz masaya bütün iyi niyetimizle ve bu iki gerçeği bilerek oturmuştuk. İşin doğası gereği pazarlığa açık, uzlaşmacı, kendimizi düşündüğümüz kadar ülke gerçeklerini de düşünerek elimizi uzattık. Ne yazık ki elimiz yine havada kaldı. Taleplerimizi, taslağımızı, haklı nedenlerimizi masa anladı, sandalye anladı, taş anladı, onlar anlamadılar. Bize dediler ki gidin bir kez daha tarih yazın. İşte şimdi sıra yeniden tarih yazmaya geldi. Biz yazacağız, onlar okuyacak...” dedi.
"Masada var gücümüzle direndik, mücadele ettik."
Genel Başkanımız Kavlak, konuşmasına sözleşme sürecin en başından itibaren üyelerimizle birlikte hareket ettiğimizi hatırlatarak şunları söyledi: “Süreci birlikte yaşadık. O nedenle ayrıntılara girmeyeceğim. Bildiğiniz gibi üyelerimizin talep ve beklentilerini tespit için, iki anket düzenledik. O anketlerden elde ettiğimiz sonuçları en ince ayrıntısına kadar elden geçirdik. Günlerce, gecelerce çalıştık. Sonunda ortaya çıkan çalışmayı yine bu salonda sizlerle paylaştık. Sizlerin coşkulu alkışları ve desteğiyle, taslağımıza son şeklini verdik. Ardından da Vardiya gazetemiz ve siz temsilcilerimiz aracılığıyla üyelerimizin bilgisine sunduk ve onaylarını aldık. İşte MESS’e verdiğimiz ve her birimizin namusu gibi sahip çıktığı taslak, bu şekilde oluştu. O taslak hepimizin ortak taslağıydı. Bizim onurumuzdu. Üyelerimizin bize emanetiydi. Masada var gücümüzle direndik, mücadele ettik. Kimseye boyun eğmedik, eyvallah demedik.”
"Biz, yeni hakları konuşalım derken, onlar kazanılmış haklarımıza göz diktiler."
Konuşmasına sendikal mücadele denildiğinde akla ilk meydanların ve eylemlerin geldiğini belirterek devam eden Genel Başkanımız Kavlak, 7 Ekim tarihinde başlayan müzakerelerde bütün iyi niyetimize ve çabamıza rağmen, MESS ile uzlaşamadığımızı dile getirerek şunları söyledi: “Bizim amacımız masada uzlaşmak, bu işi orada bitirmekti. Çünkü bizim için en iyi sözleşme masada biten sözleşmeydi. Ancak muhatabımızdan aynı yaklaşımı göremedik. Biz, yeni hakları konuşalım, kazanılmış haklarımızı koruyalım. Üzerine daha iyi haklar alalım derken, onlar kazanılmış haklarımıza göz diktiler. Daha önce üzerlerinde defalarca konuşup uzlaştığımız haklarımızı yeniden masaya getirdiler. Biz, çağdaş çalışma koşulları, insan onuruna yaraşır bir yaşam derken, onlar esnek çalışma, kıstalyem, denkleştirme gibi çağdışı uygulamaları dayattılar. İşyerlerine kölelik düzenini getirmek istediler. Biz emeğimizi, alın terimizin karşılığı deyince de, onlar size enflasyon kadar zam yeter dediler. Bizi bir lokma, bir hırkaya mahkûm etmek istediler. İşte bunlar bizim için sözün bittiği, bıçağın kemiğe dayandığı yerdi. Tutanağı tuttuk, masadan kalktık.”
“Dostlarım ben daha sahaya inmedim daha çizmeleri giymedim. Son sözü söylemedim.”
Genel Başkanımız Kavlak, konuşmasına MESS sürecini bugüne kadar Genel Başkan Yardımcılarımız ve Şube Başkanlarımızın yürüttüğüne değinerek; “Hep biz diyorum, ancak bu süreci bugüne kadar Genel başkan Yardımcısı arkadaşlarım ve şube başkanlarımız buraya getirdiler. Süreci onlar yürüttüler. Huzurlarınızda hepsine teşekkür ediyorum. Biz derken, sendikamızı kast ediyorum. Kendimden söz etmiyorum. Çünkü dostlarım ben daha sahaya inmedim. Daha çizmeleri giymedim. Son sözü söylemedim. Ama hiç merak etmeyin, o günler de gelecek, arkamdaki dağ gibi güçle, sizlerle birlikte o son söz de söylenecek. İşte o zaman herkes Türk Metal’in gücünü görecek.” dedi.
“Biz kavgadan yana değiliz, çalışma barışından yanayız.”
Konuşmasına sendikamız Türk Metal’in kavgada yana değil, çalışma barışından yana olduğunu hatırlatarak devam eden Genel Başkanımız Kavlak, MESS’e şöyle seslendi: “Biz karda kışta eylem yapma meraklısı da değiliz, barıştan, huzurdan yanayız. Bakın biz MESS’le birbirimize sosyal ortak diyoruz. Emek mücadelesi içinde, bir işçi sendikasının işveren sendikasına sosyal ortak diyebilmesi, bunu göze alabilmesi kolay değildir. Bizler neredeyse 50 yıldır birbirimizi sınadık. Yokladık, test ettik. Deyim yerindeyse, pehlivanlar gibi birbirimize el ense çektik. Ve bütün bunların sonunda MESS ile aramızda bir güven köprüsü oluştu. Ülkemizde yaşanan son ekonomik gelişmelere, krizlere, piyasa baskısına rağmen MESS üyelerinin işçi çıkarmaması bizim için önemlidir, değerlidir. Ama bizim için her şeyden daha değerli olan, emeğimizdir, alın terimizdir. Yıllarca mücadele vererek kazandığımız haklarımızdır. Kazanılmış haklarımıza yönelik bu girişimler, bizim tarafımızdan iyi karşılanmaz, sosyal ortaklığa yakışmaz, yıllarca uğraşarak inşa ettiğimiz güven duygusunu zedeler. İşte MESS’in masadaki bu dayatmaları bizde ciddi bir hayal kırıklığına neden olmuştur. Nedir bu %6 değerli dostlarım? İkramiyeyi sene sonunda verelim, işçi çocuklarına staj yaptırmayalım, sözleşmeyi üç yıllık yapalım, esnek çalışalım, şunu kaldıralım, bunu bitirelim. Yahu ayıptır. Sözleşmelerde ileriye doğru hep iyileştirmeler olur. Allah aşkına, bu geriye gidiş nedir? Soruyorum, nedir? İşler durgun diyorlar. Evet, bunu biz de biliyoruz. Ekonominin içinde bulunduğu durumu biz de görüyoruz. İşlerin durgunluğunu, satışlardaki düşüşü, hepsini görüyoruz, biliyoruz. Peki ya biz? Biz uzayda mı yaşıyoruz? Bu krizler, zamlar, pahalılık bizi etkilemiyor mu? Senin fabrikanda kullandığın elektriğe, doğalgaza zam geliyor da benim evimdekine gelmiyor mu? Sen hiç pazara gidiyor musun, pazara… Git pazara da gör bakalım, soğanın, patatesin kilosu kaç para… Bir git de gör bakalım, biz neler yaşıyoruz? Ne sıkıntılar çekiyoruz.”
“Bugün işverenler için sınav günüdür.”
Genel Başkanımız Kavlak, konuşmasında işverenlere seslenerek devam ederken; “Bize geçen sözleşmede verdiklerinizi hatırlatıp durmayın. Biz geçen sözleşmede iyi mücadele ettik. Onu siz vermediniz biz aldık. Sonuna kadar direndik. O zaman işler de iyiydi. Siz de iyi niyet gösterdiniz. İyi bir sözleşme yaptık. Siz de kazandınız, biz de kazandık. Ancak, marifet, işler iyiyken bize verdiğiniz değildir. İşler iyiyken herkes verir. Önemli olan bugündür. İşler kötü olduğunda da emekçinin alın terini gözetmendir. Bugün sınav günüdür, sınav. Biz işler kötüyken, iyi bir sınav verdik. Türk Metal’in bütün kaynaklarını seferber ettik. 500 kişilik, 1000 kişilik eğitimler düzenledik. Tüm otellerimizi açtık. Duruşlarda arkadaşlarımızı otellerimize götürdük. Kısa çalışma ödeneğine evet dedik. Yani dostlarım, biz dar günde elimizi taşın altına koyduk. Kara gün dostu olduğumuzu gösterdik. Şimdi sıra onlarda, işverenlerimizde. Şimdi onlar üzerlerine düşeni yapacak. Onlar ellerini taşın altına koyacak.” dedi.
“Biz bu sözleşmeyle, yalnızca metal işçilerinin değil, Türkiye işçi sınıfının yolunu açacağız.”
Konuşmasına üyelerimizin işyerlerinde gerçekleştirdiği eylemlerin önemini belirterek devam eden Genel Başkanımız Kavlak, “Üyelerimiz tamam diyene kadar mücadele edeceğiz.” dedi ve konuşmasına şöyle devam etti: “Günlerdir üyelerimizin yaptığı eylemleri izliyorum. Sosyal medyadan hepsini takip ediyorum. İnanın göğsüm kabarıyor. İşletmeler Türk Metal üyelerinin sesleriyle, güçlü sesleriyle yankılanıyor. Müthiş bir coşku ve dinamizm var. Bundan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Hepinize gönülden teşekkür ederim. Geçtiğimiz günlerde TÜRK-İŞ Genel Kurulunda yaptığım konuşmada, Türk Metal’in buzkıran gemisi gibi, işçi sınıfının yolunu açacağını söyledim. Konuşmamdan sonra birçok sendikanın genel başkanı yanıma geldi. “Başkan, biz de Türk Metal’in sözleşmesini bekliyoruz. Süreci özellikle geciktiriyoruz. Sizin iyi bir sözleşme yapacağınızı biliyoruz” dediler. İşte benim “buzkıran gemisi”nden kastım budur. Biz bu sözleşmeyle, yalnızca metal işçilerinin değil, Türkiye işçi sınıfının yolunu açacağız. Yine tarih yazacağız. Bakınız, sendikal hareket umutsuzluk içinde. İşçi emeklileri ancak %5 alabildi. Memur ve memur emeklileri 4+4’e imza attı. Tekstil grup sözleşmesi %8’e bitti. Kamu sözleşmelerinde yine %8 alındı. Tüpraş gibi dev bir kuruluşun sözleşmesi, yüksek Hakem Kurulunda %6’ya bitirildi. İşte umutsuzluğun nedeni, bütün bu rakamlardır. O nedenle, sendikal hareketin umudu sizdedir. Gözü kulağı bizim sözleşmededir. Bu sözleşme bizim için çok önemlidir. Size güveniyoruz. Bütün işçi sınıfı size güveniyor. Sizin vereceğiniz mücadeleye güveniyor. Bundan sonrası ne olacağı, ne kadar alacağımız, hepsi ama hepsi vereceğimiz mücadeleye bağlıdır.” dedi.
“Bir daha bizim yüzümüze bakamazsınız.”
Genel Başkanımız, ülkeyi yönetenlere seslenerek devam ettiği konuşmasına şunları söyledi: “Buradan bir de ülkemizi yönetenlere seslenmek istiyorum. Geçen dönem yaptığımız sözleşme anlaşmazlıkla sonuçlanınca, anayasamızın ve yasalarımızın bize verdiği demokratik hakkımız olan grev hakkımızı kullanmak istedik. Kararımızı aldık, uygulama tarihini açıkladık. Ancak hükümet, işkolumuzla hiç ilgisi olmayan genel sağlık ve güvenlik gerekçesiyle grevimizi erteledi. Yasal hakkımızı elimizden aldı. Anlaşıyorsanız anlaşın, yoksa Yüksek Hakeme gidersin, üç kuruş zammı alırsın, oturursun dediler. O gün de söylemiştim. Şimdi yine söylüyorum. Bizim grevimizi yine erteleyebilirsiniz, bizi Yüksek Hakem Kurulu’na götürebilirsiniz, bize de tıpkı Tüpraş’ta yaptığınız gibi sefalet ücreti verebilirsiniz ama bizi çalıştıramazsınız. Bizden verim alamazsınız. Bir daha bizim yüzümüze bakamazsınız. Bunu da böyle bilin.”
“Mücadele nasıl edilir, kavga nasıl verilir, dosta, düşmana göstereceğiz.”
MESS ile arabulucu toplantısını yarın gerçekleştireceğimizi belirterek konuşmasına devam eden Genel Başkanımız Kavlak; “Şu anda arabulucu aşamasındayız. Arabulucu atandı, göreve başladı. Yarın saat 14’te tarafları görüşmeye çağırdı. Umuyorum ki, raporunu da 15 gün içinde verecek. Biz de, ayın 28’inde, Yeni kurduğumuz Kapaklı Şubemizin Genel Kurulunu yapacağız. Oradaki konuşmamı, Televizyondan canlı olarak yayınlayacağız. Oradan yalnız salondakilere değil, tüm arkadaşlarıma sesleneceğim. İşte asıl sözü orada söyleyeceğim. Ondan sonra bizi kimse tutamayacak. Mücadelemizin asıl fişeğini oradan ateşleyeceğiz. Sizden aldığımız fikirlerle yol haritasını oluşturacağız. Bunları da kararlılıkla uygulayacağız. Mücadele nasıl edilir, kavga nasıl verilir, helal ekmek nasıl kazanılır, dosta, düşmana göstereceğiz.” dedi.
“İşyerlerinize döndüğünüz andan itibaren fazla mesaileri kaldıracaksınız.”
Konuşmasını uyarı eylemlerine devam edeceğimizi dile getirerek tamamlayan Genel Başkanımız Kavlak; “Biz eylem planımızı açıklayana kadar da boş durmayacağız. İşverenlere uyarılara devam edeceğiz. Şimdi size talimatımdır. İşyerlerinize döndüğünüz andan itibaren fazla mesaileri kaldıracaksınız. Hiç kimse fazla mesaiye kalmayacak. Herkes metal işçisinin kıymetini anlayacak. Biz olmazsak çarkların dönmeyeceğini, bacaların tütmeyeceğini görecek. Ben çıktığımız bu yeni yoldan zaferle döneceğimize inanıyorum. Sizin de inanmanızı istiyorum. Yolumuz açık olsun. Gazamız mübarek olsun. Allah yar ve yardımcımız olsun.” dedi.
***
Genişletilmiş Temsilciler Meclisine katılan temsilcilerimiz sendikamıza ve Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’a olan desteklerini ve güvenlerini attıkları slogan ve alkış sesleri ile gösterdiler. Genel Başkanımız Kavlak’ı, salona girişi esnasında “İşte Sendika İşte Başkan, Türk Metal Nerede Biz Oradayız.” sloganları ile karşılayan temsilcilerimiz, Genel Başkanımızın konuşması esnasında da desteklerini; “Uzlaşma Yoksa Mücadele Var, Bu Daha Başlangıç Mücadeleye Devam, Zafer Direnen Emekçinin Olacak ve Direne Direne Kazanacağız sloganlar ile bir kez daha gösterdiler.
